RADARHABER / ERZURUM

Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr.Serdar Koç, Endometrial Receptivity Assay yani ERA testi, son yıllarda nedeni bilinmeyen kısırlık uygulamalarında hastalara büyük umutlar verecek bir test olduğunu söyledi. Tüp bebek tedavilerinde, teknolojik gelişmelere ayak uydurulmasıyla birlikte birçok rahatsızlığın kolayca tedavi edilecek bir hale geldiğini belirten Op.Dr.Serdar Koç, “Son yıllarda yapılan araştırmalarda uygulanan tüp bebek tedavilerinin %50’sinde başarılı sonuçlar alındığı görülmektedir. Tedavinin başarısızlığında en büyük etkenler, anne ve baba adayından birisinde üreme fonksiyonlarının hemen tamamının yetersiz olması, anne rahminde ve rahim kanallarında mevcut olan sorunların giderilmesinde yetersiz tedavilerin mevcut olması ve tedavide yanlış tanı konulmasıdır. Bu sorunlardan dolayı genel anlamda tedavilerin ilkinde başarısızlık görülebilmektedir” dedi.
“Gebelik, bilindiği üzere tedavi esnasında sperm ve yumurtanın laboratuvar ortamında döllenmesini sağlayarak oluşturulmaktadır” diyen Op.Dr.Serdar Koç, “Gebeliğin meydana gelmesi için kaliteli bir embriyo elde edilmeli ve elde edilen bu embriyo, rahime yerleştirilmelidir. Gebeliğin ilk aşaması bu şekilde tamamlanmış olacaktır. Bundan sonra embriyonun rahim duvarına tutunması, burada gelişimini sürdürmesiyle birlikte doğumun gerçekleşmesi beklenir. Burada embriyo ve rahim yapısının gebelik oluşturmada en büyük faktörlerden oldukları sonucu çıkıyor. Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte embriyo kalitesi ve rahmin iç yapısı tedaviye başlanmadan önce kontrol edilip, en kaliteli embriyolar seçilmeye başlamış, rahim yapısında embriyonun tutulmasını sağlayacak bir sorun varsa giderilmesi başarılmıştır.” diye konuştu.

ERA testi ile gebelik oluşturmada nasıl bir avantaj sağlanmaktadır?

Op.Dr.Serdar Koç, açıklamasını şöyle sürdürdü; “ERA testi sayesinde embriyoların rahime konulmadan hemen öncesinde rahmin embriyoyu kabul edip etmeyeceği, eğer rahim veya embriyo şu an nakle uygun değil ise bunun ne zaman olacağının belirlenmesi sağlanmıştır. Bu sayede ERA testiuygulanarak, gebelik oluşturmada %80 daha başarılı olunabilmektedir.
ERA testi sonrasında elde edilen bulgular sonucunda gerekli görülen hastalarda embriyo transferinin yapılacağı gün ve tedavi sürecinde tamamen değişiklikler yapılmaktadır. ERA testi, sonucunda elde edilen veriler ile geçmişte denenen tüp bebek işlemlerinde başarısızlık sebepleri dahi ortaya çıkarılabilmekte mümkün olmaktadır.

Yapılan araştırmalar sonucuna ERA testi uygulanan hastaların ortalama %5-10 arasındaki kısmında rahim iç yapısının gebelik oluşturmaya hiçbir zaman müsait olmayacağı gözlemlenmiştir. Yıllarca bu hastalarda uygulanan testler sonucunda sadece kalitesiz embriyo tanısı konulabilirken ERA testi sayesinde asıl sorunun rahim iç yapısı ile alakalı olduğu öğrenilmiştir.

ERA testi nasıl uygulanmaktadır?

ERA testinde hastanın rahim içinden alınan örnek doku, laboratuvar ortamında genetik incelemelere tabi tutulur. ERA testinin uygulamasında uygun olan zaman, adet zamanında ve aşılama gibi müdahaleler yapıldıysa hormon ile uyarılmış olunduğu zamanlarda belirlenen bir gündür. Rahimden parça alınma işlemi, hastaların sakinleşmesi, paniğe kapılmaması için az miktarda anestezi uygulanarak gerçekleşmektedir.
Rahimden alınan parçalarda yapılan genetik araştırmalarda ortalama 200 kadar genin incelenmesi sağlanmaktadır. Yaklaşık iki hafta sonra test ile ilgili tüm sonuçlar ortaya çıkacağından rahmin embriyoyu kabul edip etmeyeceği, eğer embriyo rahimde yer tutacak ise bunun için en doğru zamanın ne zaman olacağı belirlenerek işlem gerçekleştirilir.

ERA testi tüp bebek tedavisine nasıl bir fayda sağlayacaktır?
Şüphesiz ERA testinin tüp bebek tedavisine sağlayacağı en büyük fayda, yukarıda bahsettiğimiz gibi doğru tanının konulmasıdır. ERA testi öncesinde gebelik oluşmamasında en büyük etkenin embriyo olması bilinir, başarısızlıkların tek sorumlusu embriyo olarak kabul edilirdi. Son yıllarda tüp bebek tedavisinde yapılan araştırmalar neticesinde rahim iç yapısının da gebelik oluşturmada oldukça büyük etkisi olduğu saptanmış, ERA testi sayesinde bu durumun neden kaynaklandığının belirlenmesi mümkün olmuştur.”