Fatma FEYZİOĞLU'nun -ÖZEL- haberi...

RADARHABER - ERZURUM 

Çalıştığı iş yerinde, iş güvenliği için gerekli malzemeler yoktu. İş kazası geçirdi, metrelerce yükseklikten düşüp iki bacağını kaybederek sakat kaldı. Kendisini ortada bırakan patronu hakkında dava açan genç Operatör, kazanacağı tazminatla bir daha yürümesi için gerekli olan 100 bin TL’yi bulup yürüyeceği günlerin hayalini kuruyor. 2 çocuk annesi kadın ise, alışveriş için çarşıya çıktığı esnada eşinden bir isteği olup olmadığını sorduğunda aldığı, “Bana iki ayak getir” sözüyle kahroluyor.

HALAT KOPTU YERE ÇAKILDI

Erzurum’da yaşayan 33 yaşındaki iki çocuk babası Hubey Morçiçek, vinç operatörlüğü yapıyordu. 2011 yılının Kasım ayında Sivas Bölge Müdürlüğü Maden Teknik Arama’ya (MTA) bağlı Erzurum’un Horasan’ın ilçesi Hızırilyas Jeotermal köyü kamp şefliğinde çalışıyordu. Konteynır yüklemesi yaparken iş kazası geçirdi. Metrelerce yükseklikteki konteynırları vinç yardımı ile halata bağlayıp taşıma işlemi yapıyordu. Hubey Morçiçek, kendi iddiasına göre çalıştığı bariyer, kask gibi şirkette iş güvenliği malzemesi olmadığı için sadece iş kıyafeti ile çalışıyordu. Halatın bir ucunu konteynıra diğer ucunu Vince bağladı. Halatın kısa geldiğini görünce, konteynırın üzerine çıkarak halatı uzatma işini yapmaya başladı. Tam o esnada halat koptu, konteynırın üzerindeki Operatör Hubey Morçiçek, 15 metre yükseklikten aşağı düşüp yere çakıldı. Halata bağlı olan konteynır ise başka bir alana düştü. Konteynırın üzerine düşmemesi sonrası mucize eseri ölümden dönen Hubey Morçiek, metrelerce yüksekten düştüğü için ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar oluşan talihiz Vinç Operatörü, 3 ay tedavi gördü. Hubey Morçiçek’in yüksekten düşme esnasında bacaklarındaki dokular ve damarlar işlevini kaybetti.

SAKAT KALDI, MAHKEMEYE BAŞVURDU

Bir daha yürüyemeyen Hubey Morçiçek, hastaneden tekerlekli sandalyede taburcu oldu. Sakat kalan Hubey Morçiçek’i hastanede yattığı esnada ziyaret edip her türlü yardımı yapacağını söyleyen yüklenici firma sahibi İ.G. (Güler Vinç şirketi sahibi İdris Güler), Hubey Morçicek’e yüklü miktarda tazminat vereceğini, ayrıca bir ev alarak bundan sonraki hayatını idame ettirme sözü vererek şikayetçi olmamasını istedi. Bir süre şikayetçi olmayan genç operatör, işvereni İ.G.’nin kendisini bir daha ziyaret etmemesi ve verdiği sözlerin hiç birini tutmaması üzerine hakkını mahkemede aramaya karır verdi. Şikayet sonrası firma sahibi İ.G., hakkında Horasan Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Kaza sonrası jandarma tarafından tutulan olay yeri raporunda, iş güvenliği malzemelerin olmadığı belirtildi. İş kazasında yaralanan Hubey Morçiçek’in iş güvenliği kurallarına uymadığı için ‘tali suçlu’, iş verenin ise ‘asli suçlu’ olduğu ifade edildi. Mahkeme tarafından tayin edilen iki ayrı bilirkişi raporunda, Hubey Morçiçek’in tali suçlu, iş veren İ.G.’nin asli suçlu olduğu belirtildi. Raporlar itiraz edildi, üçüncü bilirkişi raporunda ise Operatör Hubey Morçiçek’in ‘asli suçlu’ olduğu, işveren İ.G.’nin ise ‘tali suçlu’ olduğu yönünde rapor mahkemeye sunuldu.

“GEREKİRSE AIHM’E GİDECEĞİM”

İş kazasının Adli yargıya yansıması sonucu, şirket yetkililerinin bilirkişi raporunu değiştirerek, mağduriyetini iki katına çıkarttığını iddia eden Morçiçek, şimdilerde kaybettiği iki bacağının hesabını sormak için adalet arıyor. Kaza sonrası tekerlekli sandalyeye bağlı yaşamını sürdüren Morçiçek, alacağı tazminatla yürüyeceği günlerin hayalini kuruyor. Davayı gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AIHM) taşıyacağını belirten Hubey Morçiçek, kazanın hemen akabinde firma sahibinin tedavi gördüğü hastaneye gelerek ailesine “buyurun notere gidelim, alacak verecek ne varsa, hepsini halledelim, yeter ki yargıya yansımasın anlaşma yoluna gidelim” gibi ifadeleri kullandığını iddia etti. Bu ifade karşısında şikayetçi olmayı düşünmediklerini söyleyen Morçiçek, “Tazminatım ödenerek ev alınacağı ve mağduriyetimin giderileceği ifadesi kullanıldı. 3 ay sonra taburcu olunca taahhüt edilen hiç bir şey gerçekleşmedi. Olay adli yargıya yansıdığı an itibariyle, maaşım kesildi. Bilirkişi raporu değiştirildi. İlk iki bilirkişi raporu ve Jandarmanın tutanaklarında da tali suçlu durumunda olmama rağmen 3. bilirkişi raporunda ise, benim asli, suçlu firmanın tali suçlu olduğu ifadeleri mevcut” dedi.

“İŞ GÜVENLİĞİ MALZEMESİ OLMADAN ÇALIŞTIRILIYORDUK”

Üçüncü bilirkişi raporunun taraflı rapor olduğunu savunan iki çocuk babası Hubey morçiçek, “Benim iş güvenliği kanununu ihlal ettiğim ifade edilmiş. Suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Yükleme esnasında iş güvenliği teminat altına alacak bariyer dahi yoktu. Biz bariyer ve kask gibi iş güvenliği malzemeleri olmadan çalıştırılıyorduk. Malzeme istediğimizde yok deniliyordu. Mecburen ya çalışacaktım ya da işten çıkarılacaktım. O nedenle kaza esnasında da çalışmak zorunda bırakılmıştım” dedi. Şu an aldığı engelli maaşı ile ailesini geçindirmeye çalıştığını söyleyen Hubey Morçiçek, “Bahsi geçen şirketin tazminatı vermeme konusunda direnmesine anlam veremiyorum. Aileme bakmakta yükümlüyüm. Maddi olarak bittim. Kaza sonrası sadece 650 TL sakatlık maaşı bağlandı. Benim  iki çocuğum  var. Evim yok, kirada oturuyorum. Yaklaşık iki aydır, ev sahibim kira almıyor.  Öyle zaman oluyor ki, Elektrik ve su faturasının ödeyemiyorum. Doğalgaz ücretini ödeyemediğim için, soba yakmaya başladık. Kömür alamadığımız için kışı odunla geçirdik” dedi.

YENİDEN YÜRÜMESİ İÇİN 100 BİN TL GEREKİYOR

Hubey Morçiçek, “Kazadan sonra firma sahibi, bana 70 bin lira tazminat teklif etti. Kabul etmedim içerde kalan 70 bine yakın alacağım vardı, bizim gecemiz gündüzümüz belli değildi. Öyle zamanlar oluyordu ki, 7/24 çalışıyorduk.  Hakkımı alamıyorum. Bütün yollarımı tıkadılar. Tekerlekli sandalyeye bağlı yaşıyorum. Akşama kadar evde oturuyorum. Tuvalet ihtiyacımı dahi gideremiyorum. 33 yaşında iki çocuk babasıyım, çocuklarımın ellerinden tutarak yeniden yürümek istiyorum” dedi. Erzurum’da kazasına neden olan şirkette işe başlamadan önce İstanbul’da vinç operatörlüğü yaptığını belirten Hubey Morçiçek, “Kazama neden olan firmanın sahibi beni Erzurum’a ısrarla çağırdı. İstanbul’da vinç operatörlüğü yapıyordum. Mesleğimde tecrübeliydim. Beni özellikle binbir ısrar sonucu Erzurum’a getirdi, geldim, hayatım bitti.  Yaklaşık 2 yıldır Erzurum ve Ankara bağlantılı tedavi gördüm. Tedavi sonucu sadece kollarımın yüzde 15’ini kullanabiliyorum. Tazminatımı alabilirsem, Kanada’da ameliyat olup yeniden yürüme şansım var. Kemiklerden alınacak kök hücre omuriliğe nakledilerek yeniden yürümem sağlanabiliyormuş. Ameliyat bedeli 100 bin civarında. Tüm umudumu davadan alacağım tazminata bağladım” dedi.

ÇARŞIYA GİDEN EŞTEN KAHREDEN İSTEK: BANA İKİ AYAK GETİR

Evden dışarı çıkamayan Hubey Morçiçek’in şimdilerde en büyük destekçisi Nazife Morçiçek ve çocukları. Kocasının hayatını kararttıklarını söyleyen Nazife Morçiek, “Eşimin en büyük destekçisiyim. İyi günde olduğu gibi kötü gündede her zaman yanındayım. Adalete güveniyorum. Hak yerini bulacak, eşim hak ettiği tazminatı kazanıp ameliyat olarak tekrar yürüyebilecek. Ben ve çocuklarım her gün tazminatı kazanması için dua ediyoruz” dedi. Alışveriş için çarşıya çıktığında kocasının her defasında kendisinden kahredici bir istekte bulunduğunu söyleyen Nazife Morçiçek, “ Dışarı çıkınca eşime ‘isteğin var mı?’ diyorum. O da bana her defasında , ‘bana iki ayak getir’ diyor. Bu istek karşısında içim parçalanıyor. Her durumda eşimin arkasındayım. Yeter ki, sakat kalmasına sebep olanlarda arkasında dursun. Eşim doktor tavsiyesiyle  günde 4 tane 600 mili gram uyuşturucu ilaç kullanıyor. Bağımlı olmasından çok korkuyoruz. Eşimi yatağa ve uyuşturucuya mahkum ettiler. Allahım onlara hak ettikleri cezayı versin” dedi. Hubey Morçiçek, şimdilerde tekerlekli sandalyeye bağlı bir yaşam sürüyor. Gününü evde geçiren talihsiz Vinç operatörü, yürüyüp çocuklarının ellerinden tutarak parka götüreceği günlerin hayalini kuruyor.