Yavi Katliamını unutmadık

Anasayfa'ya Dön 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Tüm ERZURUM Haberleri 24.10.2013 18:12:00

Sinan AYDIN'ın derleme haberi...

RADARHABER / ERZURUM 

25 Ekim, Erzurum'un Çat ilçesine bağlı Yavi Beldesinde terör örgütü PKK'nın sivillere yönelik katliamının yıldönümü. Yıldönümünde, yine acılar tazelendi. ERVAK Başkanı Erdal Güzel, Yavi katliamı ile ilgili bir açıklama yapıp, "Yavi Katliamını unutmadık" dedi. Radar Haber, Yavi katliamı ile ilgili hafızalara kazınan o kara günde yaşananları siz okuyucaları için derledi. O gün ne oldu...Yıllarca sır kalan eylemin amacı neydi...Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Devlet Denetleme Kurulu’na sunulan Yavi dosyasındaki şoke edici ayrıntılar okurken, tüyleriniz diken diken olacak.

O GÜN NE OLDU?

Asker kıyafetleri ve G-3 tüfekleri ile geldiler. Beldenin haberleşmesini kestiler. Kahvede topladıkları 38 kişiyi tarayıp kayıplara karıştılar. Faillere bugüne kadar ulaşılamadı. Kimdi bunlar? Yavi’nin Sivas ve Başbağlar’la ilgisi var mıydı? ‘25 Ekim 1993 günü saat 19:40 sularında Çat nüfusuna kayıtlı Zeki Bingöl’e ait 25 DY 442 plakalı Isuzu marka kamyonet, beş kişilik bir grup tarafından gasp edildi. Çat’a bağlı Yavi beldesinin telefon hatları kesildi. Askeri kamuflaj giyen ve G-3 piyade tüfeği taşıyan örgüt mensupları şüphe çekmedi.”

Bu satırlar, MİT’in TBMM Meclis Araştırması Komisyonu’na gönderdiği, 1993’te 38 kişinin öldürüldüğü Yavi katliamıyla ilgili ‘Gizli’ bilgi notundan. 1993, ardı ardına gelen faili meçhul cinayetler, şüpheli kazalar ve katliamlarla Türkiye’nin en karanlık yılı olarak tarihe geçti. Bingöl’de 33 erin şehit edilmesi, Sivas’ta Alevi-Sünni çatışmasını körüklemek için Madımak Oteli’nin yakılması, hemen ardından Başbağlar katliamı, birkaç ay sonra Yavi’de 38 vatandaşımızın silahla taranarak öldürülmesi, ülkeyi iç çatışmaya sürüklemek için yapılan kapsamlı bir planın parçalarıydı. Ancak pek çok faili meçhul gibi bu olaylar da aydınlatılamadı.

CUMHURBAŞKINA GÜL'E YAVİ KATLİAMI DOSYASI SUNULDU

2 Temmuz 1993 Sivas olaylarının Devlet Denetleme Kurulu tarafından incelemeye alınmasından sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Yavi katliamıyla ilgili de bir dosya sunuldu. Yeni ayrıntılar, Erzurum’un Yavi ve Pasinler’in Çiçekli köylerinin hedef seçilmesinin tesadüf olmadığını gösteriyor. İyi bir istihbarat çalışması yapılmış, katliamdan saatler önce Yavi’nin çevreyle iletişimi kesilmiş. Jandarma kıyafetli ve G-3 silahlı beş kişilik grup şüphe çekmemiş. Katliamdan sonra failler ellerini kollarını sallayarak uzaklaşmışlar. Savcılık soruşturmasında tim komutanının Amerikan tıraşlı olmasına kadar eşkâller verilmesine rağmen bugüne kadar kimse yakalanamadı. Erzurum’da on binlerin katıldığı gösterilerde kitleler Kürt mahallelerine yönlendirilmiş. Bakanlar yuhalanıp linç edilmek istenmiş. Başbakan Tansu Çiller, demokratik çözüm arayışlarını sona erdirmiş.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Devlet Denetleme Kurulu’na sunulan Yavi dosyasındaki şoke edici ayrıntılar şöyle:

 

Asker kıyafetli tim: Yavi katliamıyla ilgili dosyada MİT’ten gelen gizli bilgi notunun yanı sıra Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin soruşturma evrakı, tanık ifadeleri, olay yeri tespit tutanağı ve olay yeri krokileri bulunuyor. 93’teki şüpheli olaylar sıralanıyor. MİT’in TBMM Araştırma Komisyonu’na ilettiği bilgi notunda, müsteşar adına Müsteşar Yardımcısı Muhammed Dervişoğlu’nun imzası var. 1 Kasım 2012 tarihli belgede “Yavi’deki katliamla ilgili kayıtlarımızla yapılan araştırma neticesinde hazırlanan bilgi notu ilişikte sunulmuştur.” deniyor. Eylem öncesi beldeye giden telefon hatlarının kesildiği, halkın askerî kamuflaj giymiş ve G-3 piyade tüfeği taşıyan örgüt mensuplarını asker sanarak şüphelenmedikleri, vatandaşları kahvehaneye toplayan ekibin 38 kişiyi öldürdükleri ve 8 kişiyi de yaraladıkları kaydediliyor.

MİT BELGELERİYLE KATLİAM GERÇEĞİ

MİT bilgi notunda PKK-KCK mensubu oldukları belirtilen 5 kişilik grupla ilgili daha sonra şu bilgiler yer alıyor: “Eylemin ardından beldeden ayrılan örgüt mensuplarının Çat’ın güneyindeki Molla Ömer köyü istikametine gittikleri ve Kurbanlı köyünde aracı terk ettikleri, yaya olarak Karabey köyüne geçen örgüt mensuplarının mezkur köyde (…) plakalı bir aracı gasp ederek Cibo mezrasına geldikleri, akabinde Çat-Bingöl-Yedisu üzerindeki Kılıçderesi istikametinde Yedisu Mozi ormanlık alanına kaçtıkları belirlenmiştir.”

MİT belgesinde, olay sonrası incelemelerde örgüt mensuplarına yardım ve yataklık ettikleri belirlenen üç kişinin tutuklanarak cezaevine gönderildiği de kaydediliyor. Ayrıca, 27 Ekim 1993’te Kürdistan Haber Ajansı’nda ‘Gerillalardan Lice katliamına misilleme’ başlıklı bir haberin yayımlandığı ve örgütün eylemi üstlendiği belirtiliyor.

Yavi ‘istihbarat’la seçildi: Dosyada, Yavi’nin hedef seçilmesinin tesadüf olmadığı belirtiliyor: Yavi, etrafında Alevi ve Kürt köylerinin olduğu bir Türk köyü. Bölgenin en büyük nüfusuna sahip. Alevi ve Kürt köylerinin yol merkezinde bulunmakta. Tunceli- Yedisu, Bingöl-Karlıova, Muş-Varto, Erzincan-Tercan ilçelerine sınır veya yakın. Erzurum’un Kürt nüfusunun ağırlıkta olduğu bölgede. Tekman ve Hınıs’a komşu. Bölgenin kanaat önderlerinden birçoğunun dini eğitim aldığı bir medrese geçmişi var. Avlarlı Efe (1915-1919), Babadereli Ahmet Efendi (1942-1947), Hacı Halis Emek (1947-1952), Muhammed Yıldız (1952-1968), Molla Ahmet Sunar, Zeki Efendi bunlardan bazıları. Köy bölgede devlete bağlılığıyla tanınıyor. 1993, terör eylemlerinin, faili meçhul cinayetlerin, etnik, dini ve ideolojik toplumsal kamplaşmaları oluşturma çabalarının en yoğun olduğu bir yıl. Taşıdığı özellikler itibariyle Yavi, etnik ve dini terör oluşturma çabası gösterenler tarafından özellikle seçildi.

Amerikan tıraşlı komutan: Cumhuriyet Savcılığı’nın İlçe Jandarma Komutanlığı’na yazdığı yazı da dosyada bulunuyor. Savcı, sanık eşkâlleri verilerek faillerin yakalanması için çalışma yapılması ve her üç ayda bir bilgi verilmesini istiyor. Savcının yazısında ekibin başındaki isim şöyle tarif ediliyor: “Komutanları; 25-30 yaşlarında, kısa boylu, siyah saçlı, Amerikan tıraşlı, saçları geriye doğru taralı, dolgun, sakalsız, bıyıksız, askeri elbiseli, Kalaşnikof marka silah taşıyor, ince sesli (bayan da olabilir).

Diğer dört kişi hakkında da şunlar yazılı: “İkisi 20-22 yaşlarında, askeri elbiseli. Biri 14-18 yaşlarında, kısa boylu, yeşil papaklı, askeri elbiseli, altta iki dişi altın, G-3 silahı taşır. Diğeri de 20-22 yaşlarında, 1.80 boyunda, 75 kilo ağırlığında, hafif sakallı, kapşonlu, koyu renkli atkı taşır, askeri elbiseli, G-3 piyade tüfeği taşır.”

İlçe Jandarma Komutanı Teğmen Osman Aksu ve üç astsubayın altında imzaları bulunan olay yeri tespit tutanağında da ilginç bilgiler var. Olay, 19.00-20.00 sıralarında gerçekleşiyor. İlçe Jandarma Karakolu’nun haberi 21.45’te oluyor. Olay yeri olan kahvehanede Kalaşnikof tüfeğine ait 7,62 mm çapında 48 adet boş, 5 adet dolu, G3 piyade tüfeğine ait 7,6 çapında 26 boş kovan bulunduğu belirtiliyor.

Alvarlı Efe’nin torunu da öldürüldü: Yavi katliamından 5 gün sonra 30 Ekim akşamı bu defa Pasinler’e bağlı Çiçekli köyü basılıyor. Yöntem aynı. Katliamın bilançosu  6 ölü, 13 yaralı. Çiçekli’de öldürülenler arasında Alvarlı Muhammet Lütfü Efendi’nin torunu da bulunuyor. Erzurum halkının âdeta sinir uçları ile oynanıyor. Cumhuriyet Caddesi’nde galeyana gelen halk, HADEP’in il binasına saldırıyor. Kürt kökenli vatandaşların yoğunlukta olduğu Mahallebaşı semtine doğru yöneliyorlar. Dönemin valisi Oğuz Berberoğlu, Naim Hoca (Gölleroğlu) ve halkın itibar ettiği kişiler devreye giriyor.  Gazeteler “Erzurum ayaklandı”, “PKK terörüne ilk ayaklanma Erzurum’dan” diye manşetler atıyor. Türk-Kürt çatışması son anda önlenebiliyor.

İLGİNÇ AYRINTI

Başbakan Tansu Çiller, Yavi katliamından iki hafta önce 10 Ekim’de Avrupa Konseyi toplantısı için gittiği Viyana’da terörü çözmek için silah dışında arayışları olduğunu belirtmiş ve “İspanya tecrübesinden (Bask modeli) biz de yararlanacağız.” demişti. Çiller, Yavi’den sonra ise 27 Ekim’de “Ya bitecek, ya bitecek!” açıklamasını yaptı.Son olarak, ilginç bir ayrıntıyı paylaşalım. Yavi katliamının olduğu gün Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, kuvvet komutanları ve Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan Erzurum’daydı. Erzurum merkezli 9. Kolordu’nun komutanı da Doğu Aktulga’ydı.

Kontrgerilla ve JİTEM gibi örgütlerin izleri var 

Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu üyesi Erzurum Milletvekili Cengiz Yavilioğlu, yakınlarını Yavi katliamında kaybetmiş. Yavi katliamı ile ilgili yaptığı çalışmadan sonra vardığı sonucu, “Devletin güvenlik birimlerinde hiçbir bilgi ve belge yok. Hiçbir araştırılma yapılmamış, failler yakalanmamış, olayın üzeri örtülmüş.” diye açıklıyor. Yavilioğlu; Sivas, Başbağlar ve Yavi katliamlarının birbiriyle ilişkili olduğuna inanıyor. Devlet içindeki JİTEM, Kontrgerilla gibi örgütlere işaret ediyor: “Türkiye’de 1993’ten itibaren yaşanan faili meçhuller ve terör olayları artış göstermiştir. Özellikle Sivas Başbağlar ve Yavi’de yaşanan olaylar bahane edilerek Alevi-Sünni, Türk-Kürt çatışması medyada getirilmek suretiyle huzur ve güvenin sarsılması ve siyasi istikrarın bozulması amaçlanmıştır. Bu eylemlerin zamanlaması dikkate alındığında terörle mücadelede silah dışındaki yolların arandığı dönemde meydana gelen bir olaydır Yavi katliamı. 1993’te vuku bulan Sivas ve Başbağlar gibi birçok olay detaylı araştırılıp kamuoyu gündemine taşınmasına rağmen Yavi maalesef gündeme hiç alınmamıştır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e arz ettik. DDK’nın 93’le birlikte konuyu bütün yönleriyle araştırmasını umuyoruz. Bu olaylar aydınlatılıp failler yakalanamazsa aynı karanlık yapılar benzer tehlikeleri yeniden yaşatmaya çalışacaklardır.”

Yavi, 93’teki faili meçhul olaylardan sadece biri

Yavi olayının da yaşandığı 93’te başka hangi olağanüstü eylemler gerçekleşmişti? Dosyada bu eylemlerle birlikte terörle mücadele yöntemlerindeki değişikliklere de dikkat çekiliyor. 23 Mayıs 1993’te Bingöl-Elazığ karayolu kesilerek tezkere almış 33 silahsız askerin şehit edildiği olaydan sonra terörle mücadelede gayrinizami harp düzenine geçildiği, iç güvenlik harekatı konsepti temelinde özel kuvvetler komutanlığının devreye sokulduğu, Doğu ve Güneydoğu illerinde olağanüstü halin ilan edildiği, koruculuk sisteminin teşkil edildiği ifade ediliyor. İşte, 93’te ülkeyi sarsan olaylardan bazıları:

24 Ocak 1993: Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu öldürüldü. Ankara’da düzenlenen cenaze töreninde ‘Kahrolsun şeriat, Türkiye İran olmayacak!’ sloganları atıldı. Laik-anti laik kutuplaşması derinleştirildi. 17 Şubat 1993: jandarma teşkilatı içinde kurulan JİTEM’e karşı olduğu öne sürülen Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis şüpheli bir uçak kazası sonucu hayatını kaybetti. 17 Nisan 1993: 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal görevi başında şüpheli şekilde öldü. 2 Temmuz 1993: Tansu Çiller tarafından kurulan hükümet daha güvenoyu almadan Sivas’ta Madımak Oteli ateşe verildi. 35 sanatçı ve gazeteci öldü, 40 kişi yaralandı. Otopsilerde, bazı kişilerin dumandan zehirlenerek, bazılarının ateşli silahlarla vurularak öldürüldüğü tespit edildi. Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na açıklamalarda bulunan dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, olayın önceden hazırlanmış bir senaryonun hayata geçirilmek istenmesinden ibaret olduğunu, olayların önlenmesi için askerî garnizondan yardım istediğini ancak gerekli yardımı alamadığını, İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü, Genelkurmay Başkanı ile görüştükten sonra askerî takviye geldiğini ancak bu takviyenin de yeterli olmadığını ve ihtiyaç ölçüsünde zamanında yeterli müdahalede bulunulamadığını ifade etti. Bu olay kamuoyunda, şeriatçı grupların organize ettiği, gerici bir ayaklanma olarak takdim edildi. Sünni-Alevi ayrışmasını körükleyen Sivas olayları 28 Şubat sürecine gidişin bir kilometre taşı olarak görüldü. 5 Temmuz 1993: Erzincan’ın Başbağlar köyünde 33 vatandaşımız öldürüldü. Bu olay Türkiye’de Sünni-Alevi çatışması meydana getirmeye yönelik planlı bir eylem olarak değerlendirildi. Başbağlar faili diye gözaltına alınanlar bir süre sonra salıverildi. Bugüne kadar hiçbir fail yakalanamadı. 4 Ağustos 1993: Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Kavakbaşı ve Yenidoğan köyleri arasında yol kesen teröristler minibüsü taradı, 15 kişi öldü 13 kişi yaralandı. 23 Ağustos 1993: Iğdır Sultantopu Karakolu’na yapılan baskında 14 asker şehit düştü. 24 Ağustos 1993: Batman Gercüş Ayranlı mevkii baskınında çok sayıda vatandaş öldürüldü. 4 Eylül 1993: Batman’da yapılan saldırı sonucunda DEP milletvekili Mehmet Sincar ile il yönetim kurulu üyesi Metin Özdemir öldürüldü. 25 Eylül 1993: Van Kanalga Karakolu basıldı, 12 asker şehit oldu. 2 Ekim 1993: Kahramanmaraş Elbistan’ta PKK otobüs taradı, 10 kişi öldü. 4 Ekim 1993: Siirt’in Daltepe köyünde kadın ve çocukların da bulunduğu 23 kişi öldürüldü. 22 Ekim 1993: Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın, bölük komutanlığı binası önünde uğradığı suikast sonucu şehit düştü. 22 Ekim 1993: Siirt’in Derince mezrasında çoğu çocuk 22 kişi öldürüldü. 25 Ekim 1993: Yavi’de 38 vatandaşımız katledildi. 30 Ekim 1993: Pasinler’in Çiçekli köyünde 6 kişi katledildi.

ERVAK BAŞKANI GÜZEL: YAVİ'Yİ UNUTMADIK!

Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) Başkanı Erdal Güzel, 38 insanın hain terör saldırısıyla katledildiği Yavi olayını unutmadıklarını belirtti. Güzel, Yavi katliamıyla ilgili açıklamada bulunarak şöyle konuştu: “Ülkeyi bölüp ve parçalamak için insanlık dışı her türlü eylemi yapmaktan sakınmayan eli kanlı terör örgütünün, 1993 yılında Yavi’de gerçekleştirdiği katliamın üzerinden tam 20 yıl geçmiş bulunmaktadır. Hatırlanacağı üzere, 25 Ekim 1993 yılında asker kıyafetine girmiş teröristler Yavi’yi basmışlar, kahvehanede televizyon seyreden masum vatandaşları tarayarak 38 insanımızı şehit etmişler ve 50 kişiyi yaralamışlardı. Kardeşi kardeşe düşman etmek için fitne tohumları eken karanlık güçlerin Yavi’yi hedef seçmeleri elbette ki tesadüf değildi. Birlikte yaşama kültürünün en yoğun olduğu şehrimizde bu haince tuzaklar hayat bulmamış, gözyaşları yüreklere akıtılmış, neticede ateş düştüğü yeri yakmıştı. Sivas ve Başbağlar’da yapılan katliamlar ülke gündeminde hep canlı tutulmasına rağmen, Yavi katliamının yeteri kadar gündemde olmaması bir hayli manidardır. Aradan geçen yıllara rağmen Yavi katliamının üzerindeki sis perdesinin aralanmaması, kamuoyunun vicdanını rahatlatacak ipuçlarının paylaşılmaması, faillerin ortaya çıkartılmaması ise düşündürücü bir başka konudur. Alçakça yapılan katliamın 20. yılında; Yavi’de ve ülkenin dört bir yanındaki hain saldırılar neticesinde hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, yetkililerden; Yavi katliamının yapıldığı kahvehanenin müze haline getirilmesini temenni ediyor, devletimizin bekasına yönelik her türlü tehdit ve saldırıların hedefine asla ulaşamayacağının kararlılığı ile milletimize tekrar başsağlığı diliyoruz.”

 

  

Etiketler : Erzurum, Yavi, Çat, PKK,
YORUMLAR Yorum Yazın
Yorum Yazın Kapat
 
 
İsim :
 
 
 
 
 

En Son Haberler