Röportaj: Sevda Güneş
RADARHABER / ERZURUM
Siyasette üçüncü denemesi Prof. Dr. Kamil Aydın’ın. Biz onu 2009 yerel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan adayı olup meydanlara indiği sırada tanıdık. Daha sonra milletvekili adayı oldu. Şimdi ise yaklaşan yerel seçimlerde tekrar Erzurum’u yönetmeye talip. Pusula Gazetesi Genel Koordinatörü ve Radar Haber yazarı Sevda Güneş, Kamil Aydın'la bir solukta okuyacağınız röportaj yaptı. MHP’nin Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan adayını halkın belirlediğini söyleyen Prof. Dr. Kamil Aydın, “Bu göreve ne ben talip oldum nede genel merkezimiz bizi aday gösterdi. Benim aday olmamı hemşerilerim istedi” dedi. Kamil Aydın ile yorucu bir gün akşamında bir araya geldik. Biz sorduk, o yanıtladı. Tüm sorularımıza tepkinli yaklaşan Aydın, “Projelerimi şimdi anlatmam, zira çalıyorlar” ifadesini kullandı.
-Genel merkez değil, halk aday olmamı istedi
Dilerseniz önce adaylığınızı konuşalım. Siz aday adayı değildiniz, ne oldu da aday edildiniz? O süreci anlatır mısınız?
Doğru, ben aday adayı değildim. Ancak bu görevi istemiyordum anlamına gelmesin. Benim aday adayı olmamın altında yatan tek şey genç arkadaşlarımızın önünü açmaktı. Geçtiğimiz yaz aylarında Ankara’da toplantıda iken bir telefon geldi. Bir gazeteci arkadaşımız, “AKP’nin yaptırdığı bir ankette siz çıkmışsınız” dedi. Daha sonra ulusal bir gazetede haberi okudum. Biz Erzurumluların zihninde iz bıraktık. Belki seçimi alamadık ama seçmen bizi sevdi ve aklına bizi yazdı. Aday adayı belirleme döneminde de partimizin yaptığı anketlerde yine benim adım ön plana çıkınca, genel merkez bu doğrultuda beni aday yaptı. Ben bu şehirde doğdum, geliştim, büyüdüm. Sadece merkezde değil, tüm ilçelerinde dostlarımız, arkadaşlarımız, kan bağımız olan insanlar var. Benim memleketim burası, hemşerilerim benim ismime teveccüh etmesinden daha doğal ne olabilir.
Artık adaysınız ve meydanlara indiniz. Nasıl bir propaganda yolu seçeceksiniz?
Ben ve üç aday arkadaşım henüz meydanlara inmedik. Yüksek Seçim Kurulu’nun resmi takvimini bekliyoruz. Şuan nezaket ziyaretlerinde bulunuyoruz. Daha önceki seçim maratonu döneminde duruşumuz ne ise bu seçimde de aynı olacak. Kimseyi karalamayacağız. Asla çirkin bir politika gütmeyeceğiz. Bizim amacımız memleketimize hizmet. Bugüne kadar 10 yıllık iktidar döneminde nelerin yapılmadığını, nelerin yanlış yapıldığını ve bizim neler yapacağımızı elbette ortaya koyacağız. Bu defa her şey çok farklı olacak. Sadece hemşerilerimize yapılanları şifahen anlatmayacağız. Canım kentin öyle sokakları var ki içler acısı, bunları tek tek görüntüledik, halkımızla elbette paylaşacağız.
Geçtiğimiz günlerde mevcut belediye başkanını ziyarete gittiniz.
Evet, 2009 seçimlerinde Ahmet bey adaydı, bende adaydım. O dönemde de kendisini ziyaret ettim. Bu bir nezakettir. Biz hasım değiliz. O koltukta oturan Ahmet bey değil kim olursa olsun aynı şeyi yapardık. Bunda şaşıracak bir durum yok, olması gereken budur.
-Projelerim çalınıyor
Projeleriniz neler, ne vaat edeceksiniz vatandaşa?
(Gülüyor) Vaat etmek değil, yapacaklarımızı anlatacağız. Erzurumlu daha önce yapacağımız projeleri zaten biliyor. Kaldı ki seçilemedik, ama o projeler kabul gördü. Bundan çok eminiz. Bu aşamada proje açıklamayı erken buluyorum. Tek tek şuan anlatmayacağım.
Projelerimi anlatmak için erken, çünkü çalıyorlar...
Neden? Çalınır diye mi korkuyorsunuz?
Evet çalınıyor. Bunu saklamanın, gizlemenin gereği yok. Ben tarihi eserlerimizin önünü açmaktan bahsetmiştim. O dönem bu arkadaşların aklında böyle bir şey yoktu. Gerçi yapmaya çalıştılar ama olmadı. Tarihi eseri ortaya çıkarayım derken onlarca ağacı katlettiler. Şehir günden güne kurutuluyor. Bakın çevrenize, kaç tane ağaçlık alan kaldı. Hepimizin gittiği, dinlendiği, iki dostu ile biraya geldiği Aziziye Çay Bahçesi vardı. Niye yıkıldı orası, şimdi ne halde. Nefes alamıyoruz kentte. Bir ağaç kıyımı var ki hala devam ediyor.
O halde siz Yakutiye Medresesi’nin şu anki durumunu eleştiriyorsunuz?
Elbette eleştiriyorum, hatta yapanlara kızıyorum. Tarihi eseri ortaya çıkarmak için ağaçları yerle bir ettiler. Her tarafı betonlaştırdılar. Geçenlerde hakka yürüyen bir hemşerimizin cenaze namazı için çocukluğumuzun geçtiği Narmanlı Cami’ye gittim. Orası felaket bir durumda. Burası kışın eksi 30’lar da yaşanan bir kent, yapacağınız çalışmalarda bunu asla göz ardı edemezsiniz. Caminin önüne bir meydan yapmışlar, düz ve kaygan bir taş döşemişler. Kar yağmış, üzeri kapanınca buz pistine dönmüş, yere kapaklanan kapaklanana. Bende düştüm kolum yaralandı. Şimdi düşününki yaşlı bir amca vakit namazına gidiyor, ne yapsın düşmemesi mucize. Ben babamı böyle bir kaza sonucu kaybettim. Kalça kemiği kırıldı ve bir daha iyileşemedi rahmetli. Bu kadar teknolojinin geliştiği bir dünyada oraya buz tutmayan bir taş döşenemiyor mu yani, komik. Ben yurtdışında çok bulundum, gittiğim her yerde inceleme yapma fırsatım oldu. Dünya da Erzurum gibi çok soğuk ülkeler var ama oralarda böyle şeyler yok, oralardan bile model kapılabilir.
-Erzurum İsviçre olabilir
Erzurum’u hangi ülke yapmak isterdiniz?
İklimi bakımından Erzurum’u İskandinav ülkelerine çok benzetiyorum. Orada da iklim zor, kış sert. Küçük ama ekonomik olarak gelişmiş kentler var. Tüm yaşam kış şartlarına göre dizayn edilmiş. Orada da kış turizm var bizde de ama arada dağlar kadar fark var. Şehir ile kayak merkezini birleştireceğiz. Hatta turistler bu kentten ayrılırken bu kentin markalarından oluşan hediyelik eşyalar götürsün istiyorum. Bunun adı sadece Oltu taşı olmamalı.
Bu şehir üç günde tanınacak bir şehir değildir. Ben burada doğdum, burada geliştim, burada yetiştim. Şimdi hizmet etme zamanı
Diyelim ki yeni başkan siz oldunuz, işe nereden başlarsınız?
Sizin bir röportajınızda okudum. İktidar partisinin adayı bin ayrı projeden bahsediyor. Ve diyor ki ‘aslında arkadaşlarımız iyi işler yapmış, bize kolay kısmı kalmış’. Sormak isterim; madem iyi işler yapmışlar, bin ayrı projeyi nereye uygulayacaksınız? Yine diyor ki ‘o koltuğa oturmadan neler yapılmış neler yapılmamış bilemem’. Yani gelecek, oturacak ili tanıyacak. Bakacak sonra harekete geçecek. Hem zaman kaybına tahammülümüz yok diyeceksiniz ama işleri çözmek için zaman isteyeceksiniz. Eğer mevcut başkan çok iyi işler yapmış olsa bir değişime gerek duyulmazdı. Ben size durumu şöyle özetleyeyim: Bu kentte hiçte öyle anlatıldığı gibi iyi işler yapılmadı. Altyapısı bitti diyorlar, o nasıl altyapı bitmiş ki şehrin her yanı mezbelelik. Trafik arapsaçı, şehir imar planı yerle bir. Şehrin ortasında bir yapılaşma var, örneği hiçbir kentte yok. Dairesel imar planı uygulanan yerler var. Hiçbir sokakta paralellik yok. Yeşil alanlar katledilmiş. İşe şehrin içinden başlanmalı. Erzurum, tarihine üç ayrı medeniyete ev sahipliği yapmış ama bunun izlerini ancak bir iki yapıda görüyorsunuz. Selçuklu ve İlhanlı eserleri var, geresi yok. Oysa Erzurum da Osmanlı dönemi de, Cumhuriyet dönemi de var. Yapacağım en iyi işlerden biri bu olacak. Bazı sokaklar yapıları ile Osmanlı mimarisine, bazı sokaklar ise Cumhuriyet’e çıkacak. Hayal değil bunlar, kolay ve basit yapılacak işler. Biz bu ekibe de, donanıma da sahibiz. Ayrıca yeni yasa gereği sadece merkez de değil, tüm ilçelerden sorumlu bir yapıya kavuşuyor yerel yönetimler. Bizim için merkez ne ise bu saatten sonra Kuzey’de, Güney’de, Doğu’da, Batı’da aynı.
-Bizi kimse ayırmasın
Peki, MHP Güney’de ne yapacak, oy alabilecek mi?
Ne demek, elbette alacak. Birileri bizi ayrıştırmak istiyor. Ben ne kadar Erzurumlu isem o kadar Karayazılıyım, o kadar Aşkaleli, bir o kadar Horasanlıyım. Bahsettiğim bu ilçeler Erzurum’un ilçesidir. Yüzyıllardır aynı havayı soluyoruz, aynı suyu içiyoruz. Bizi niye ayırıyorsunuz? Kız aldık, kız verdik, aile olduk. Şimdi bunu burada yaşamayan, sonradan gelen birini anlaması zordur.(Mehmet Sekmen’den bahsediyor)Ama biz ekolojik olarak bu kentte yoğrulduk. Onlar bizi, biz onları biliriz. Onları tanımak için zamana ihtiyacımız yok.
AK Parti’nin Erzurum için ortaya koyduğu oy oranı % 75, sizin bir oran hesabınız var mı?
Biz iktidara geleceğiz, illaki bir oran soruyorsanız % 51’dir beklediğimiz oy oranı. Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki; 2009 seçimlerinden sonra halkta ciddi bir pişmanlık yaşandı. Bizzat bana deklere edenlerde oldu. Size oy vermediğim için pişmanım diyenler çıktı. Ne yazık ki seçmen kitlemiz adaya değil, partiye oy veriyor ve ülke gündemine göre şekil alıyor. Bizim iş başına gelemememiz bundan ötürü olmuştur. Ama bu defa her şey çok farklı olacak. Erzurumlu hak ettiği yerde olmak istiyor. Hizmet görmek istiyor.
-Genç bir kitle arkamda
Erzurum iktidarda olan partiye oy veriyor. Seçmen, ‘muhalefet partisi iş başına gelir ise hizmet alınmaz’ diye düşünüyor, siz katılıyor musunuz bu görüşe?
Bu görüşün hakim olduğu doğru. Geçmiş yıllarda bunun örnekleri yaşandı ama ben katılmıyorum, tabi ki tersine örnekler de mevcut ülkede. Diyarbakır hiçbir zaman iktidar partileri tarafından yönetilmedi. Ama ulusal bütçeden en fazla pay bu ile gitti. Diğer tarafta bir Eskişehir örneği var. Ben bu illeri gidip gezdim. Hele Eskişehir inanılmaz bir dönüşüm yaşadı. Eğer bu düşünce doğru olsaydı bu illerde hiçbir şey olmazdı. Şimdi yeni yerel yönetim yasası tüm bunları sil baştan yapıyor. Bu saatten sonra ‘bu il bizden değil, buraya para yok’ deme şansları zaten yoktu, bundan sonra hiç olamaz. Biz bu ezberi de bozacağız. Zira hem partimiz, hem de ben her türlü ayrımcılığa karşıyız.
Kendi aklınızı beğenir misiniz?
Haşa! O bencillikten öte bir şey. Yeteri kadar zekâya sahibim ama illa da benim aklım demem, ortak akla inanan, istişareye önem veren bir kişiliğim var. Ayrımcılığı sevmediğim gibi herkesin fikrine de saygı duyarım. İş başına gelince herkes görecek. Asla yapmayacağım şeyler var. Bize oy versin ya da vermesin, bizim partimizden seçilsin ya da seçilmesin, herkes bizim gözümüzde eşittir ve aynı hizmeti alır. Kimseyi kimseden ayırmam.
Genç ve dinamik, yerinde duramayan bir isim Kamil Aydın. İki saat süren röportajımızda yorgun olduğu her halinden belli olmasına rağmen, içtiği bitki çayları ile enerji aldı ve zaman zaman oturup, zaman zaman ayakta sorularımıza cevap verdi. ‘Bu kez çok başka olacak’ cümlesi sayısız kere dudaklarından döküldü. ‘Seçim boyunca gidilmedik yer çalınmadık kapı bırakmayacağım’ diyen Aydın, arkasındaki genç kitleye güvenerek bu kez şeytanın bacağını kıracağına inanıyor. Kendisine bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyoruz ve ilerki tarihlerde Erzurum için projelerini anlatması için tekrar randevulaşıyoruz.