ERZURUM & SAĞLIK

10.12.2014 Muhammet Hanifi Aksakal

1990’lı yılların ortalarındayız…

Henüz emekli olmuş hac farizasını yerine getiren babam için zor yıllardayız…

Kayseri Polis Okulu’nda eğitim gören abimi ziyarete giden babamın özafagus kanserine yakalandığı ve boyutunun ilerlediğinin öğreniyoruz…

Aslında ölümüne kadar babamın kanser hastası olduğunu bilmiyordum…

O yıllarda Dahiliyeci İsa Yalçın ve sonrasında ise Salih Kocaoğlu’nun umuduna bıraktığımız babamın sağlığına kavuşmasını bekliyoruz…

Hijyenik koşullardan uzak şimdiki Palandöken Devlet Hastanesi’nin o yıllarda ten rutubet kokan odalarında tedavi gören babamın yanında refakatçi kalmak bile oldukça zordu…

Hasta için ne denli zor olduğunu ise varın siz düşünün…

Film çektirmek tahlil vermek saatlere yayılan zaman dilimi içerisinde hastayı daha da hasta etmeye yeterdi bile…

Öyle ki o yıllarda yemek kokusu ile ilaç kokusunun bir arada tiksindirici hijyenden uzak Numune Hastanesi ile kıyas yaptığınızda SSK Hastanesi modern görüntü arz ediyordu…

Doktorların hastaları aşağılayıcı tavrı, neredeyse önlerinde diz çökmelerini beklemeleri ise asıl hastanın sağlık sektörünün bizzat kendisi olduğunu ortaya koyuyordu…

Mumcu’da ki muayenelerine gitmediyseniz doktorunuzu sabah poliklinik yapması bir yana odasına bile uğradığını göremezsiniz…

Her ne kadar hastalık sisteme zuhur etmiş olsa da, hekimlik mesleğini yapanların bu mesleğin hakkını veremediklerini her fırsatta söylerim…

Aslına bakarsanız son yıllarda hekimlere ve sağlık personellerine karşı sağlıkta şiddetin o yıllardan ekilen nefret tohumları ile alakalı olduğunu düşünüyorum…

Birçok sosyoloğunda yaptığı araştırmalarda benimle aynı kanıda olduğuna iddiaya girebilirim…

Neticede hiçbir çözüm üretmeyen yalnızca aylık periyotlarla kür uygulamak dışında bir beceri sarf etmeyen basiretlerini tartışacağım hekimler babamın 14 aylık acısına katkı sağlamaktan başka bir şey veremediler…

1996 senesinin bahar aylarında kaybettiğim rahmetli babamın derin acısını yaşamakla birlikte, son yıllarda ki sağlık alanında ki gelişmeler yüreklere su serpiyor…

1990’ların acımasız yıllarının aksine bugün hastasıyla büyük bağ kuran hekimlerimizin varlıkları gelecek adına da ümitleri yeşertiyor.

Sağlık Eski Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın Ak Parti hükümetiyle birlikte başlattığı büyük dönüşüm insana ve insan sağlığına ne kadar değer verilmesi gerektiğinin en bariz örneği olmuştur…

Dünya devi Amerika Birleşik Devletlerinin bile dev sağlık projesini özümseyip uygulama düşüncesi Akdağ’ın başarısının kanıtıdır…

Özel sağlık kuruluşlarını bile kıskandıracak boyuta ulaşan devlet hastanelerindeki modern yapılanmalar ve bununla beraber ortaya çıkan yüzde 75’lere varan hasta memnuniyetlerini yazmakla bitiremeyiz…

Muhalefet partilerinin bile her fırsatta sağlıktaki dönüşüme övgüsünün yeni güzel projelere ilham olacağını düşünüyorum…

Erzurumlu olmak ayrıcalık

Sevgili okurlarımız ‘PORTRELER’ başlıklı yazı dizisi devam ediyor. A’dan Z’ye tüm meslek ve sektörlerden Erzurum’un seçkin simaları ile yaptığımız söyleşilerimizden sizlere bu hafta Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Fazlı Erdoğan ile yaptığımız röportajı yayınlıyoruz. Sağlık alanında Türkiye genelinde olduğu gibi Erzurum’ da görülen büyük değişimin ve dünyanın taktirle karşıladığı proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Erdoğan’ı sütunlarımıza konuk ettik.

 

 

Prof.  Dr. Fazlı ERDOĞAN KİMDİR?

1970 yılında Tokat ili, Reşadiye ilçesi, Bozçalı Kasabasında doğdu. İlkokulu Bozçalı ve Reşadiye’de, ortaokul ve liseyi Ankara Hasanoğlan Atatürk Öğretmen Lisesi’nde okudu. 1987’de Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi. 1993’de 23. dönem fakülte üçüncüsü olarak mezun oldu. 1993-1995 yılları arasında Tokat Reşadiye Bozçalı Sağlık Ocağı’nda mecburi hizmetimi tamamladı. 1995 Nisan TUS’unda başarılı olarak 04.09.1995 tarihinde Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’na araştırma görevlisi olarak girdi. 28.10.1998’de “Kronik Viral Hepatitlerin Geçmişte ve Günümüzdeki Sınıflandırılmaları” konulu tezi hazırlayarak uzman oldu. 02.02.1999 tarihinde Patoloji Anabilim Dalı’na yardımcı doçent olarak atandı. 14.04.2005 tarihinde doçent oldu. 14.03.2008 tarihinde görevlendirme ile Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğine atandı. 14.11.2008 tarihinde  Patoloji Klinik Şefliğine atandı ve ikinci görevle Başhekim olarak görevlendirildi. 05.06.2012 tarihinde Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’na profesör olarak atandı. 02.11.2012 tarihinde Erzurum Kamu Hastaneleri Birliği Genel sekreteri olarak görevlendirildi. Halen bu görevi yürütmektedir. İngilizce biliyor.  Evli ve üç çocuk babasıdır.

SAĞLIK HİZMETLERİ 3 BİRİM TARAFINDAN YÜRÜTÜLÜYOR

Sayın Erdoğan, öncelikle Kamu Hastaneler Birliğinin genel yapısı ve işlevi hakkında bilgi verir misiniz?

Bilindiği üzere 663 sayılı kanun hükmündeki kararname ile sağlık bakanlığının merkez ve taşra teşkilatı yeniden yapılandırıldı. Merkez haricinde taşrada sağlık müdürlüğü eliyle yürütülen işler 3 ayrı birim tarafından sürdürülmeye başlandı. Birincisi Halk Sağlığı Müdürlüğü. İsmiyle müsemma halkın sağlığı aile hekimliği gebe takibi aşılamalar gibi konularda kendilerine düşen işleri yapıyorlar. Bizimde ismimizle müsemma işlerimiz var. Kamuya ait hastaneleri birlikte yönetiyoruz. Tüm Türkiye’de 88 tane kamu hastaneleri birliği var İstanbul’da 6 Ankara’da 2 tane yakın zamanda üç olacak. Çünkü planlama öyleydi. İzmir’de iki tane diğer illerde ise birer tane kamu hastaneleri birliği var. Erzurum, Türkiye’nin coğrafi açıdan dördüncü büyük ili. 23 bin kilometrekarelik bir alana sahip, 400 kilometre bir ucundan ötekine varan büyüklüğü var. Üçüncü birim olarak sağlık müdürlüğü ise merkez sağlık hizmetleri ve üçlü yapının koordinasyonundan sorumlu.

5 BİN PERSONELLE HİZMETLERİMİZ YOĞUNLUKLA SÜRDÜRÜLÜYOR

Sağlık hizmetlerinde eksiklik duyduğunuz konular oluyor mu?

Erzurum’da ise dediğim gibi sağlık ve hastanecilik hizmetleri yürütmek mümkün değil. Mekânsal sorunlarımız neredeyse yok. Nitelikli sağlık hizmet sunum kapasitesi mevcut. Merkezdeki ve ilçelerdeki hastanelerimizde görüyorsunuz. İlçelerimizdeki bazı hasta odaları merkezden daha konforlu diyebiliriz. Erzurum’daki kamu hastaneler birliğine bağlı olarak çalışan toplam 15 sağlık tesisimiz var. Bu sağlık tesislerimizden bir tanesi merkezde Palandöken Devlet Hastanesi Nenehatun Kadın Doğum Hastanesi ve bölge araştırma hastanesi. 6 ilçemiz bize ait hepsi bizim uhdemizde değil. Güney ilçelerimizin tamamı bize ait. Kuzeydeki ilçelerimizden Pazaryolu, Şenkaya ve Uzundere bize bağlı değil. Çok ciddi bir personel yoğunluğuna sahibiz. 5 bin civarında personelimiz var. Oldukça yoğun ve donanımlıyız. Zaman zaman hekim açığı yerleri mecburi hizmet için gelen personelle sürdürmeye çalışıyoruz.

HEKİM AÇIĞININ ÖNLENMESİ KONUSUNDA KÖKLÜ TEDBİRLER ALINDI

Türkiye’de adeta kangren hale gelmiş olan hekim açığı konusunda sorunlar yaşıyor musunuz?

Yıllarca en azından benim öğrencilik ve hocalık dönemimde 14 Mart tıp bayramında hep şu konuşuluyordu hekim açığı yok ama dağılım dengesinde problem var. İkinci kısmı elbette doğru ama hekim açığı olduğu da yadsınamaz mir gerçek. Sanırım 2006 da YÖK DPT ve Milli Eğitim ve sağlık bakanlığı bir araya gelerek Türkiye’de bazı meslek gruplarındaki açığı ve bunlara ilişkin neler yapılabilir konuşuldu. Çünkü biliyorsunuz tıp fakültesi 6 yıl sürüyor. Bugün aldığınız karar tam 6 yıl sonra ancak devreye girecek bir karar. Yavaş yavaş semerelerini görüyoruz. İlk kez bir pratisyen hekimi bugün sisteme dahil etmeye karar verseniz tam 6 yıl sonra ancak devreye girer. İlk kez geçen ay 4 bin 600 tane pratisyen hekim mezun oldu bu ülkede. Bu mezuniyetler peyden pey artmaya devam edecek. Dediğim gibi bu hiç kolay değil. Bugün aldığınız karar pratisyen hekim açısından 6 yıl uzman hekim açısından 10 yıl sonra netice bulursunuz.

ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDEN BİR ADIM DAHA ÖNDEYİZ

Bir zamanlar köhne vaziyette olan devlet hastanelerinin şimdiki durumunu nasıl görüyorsunuz?

Son dönemde sağlıkta dönüşüm programı açısında inşa edilen hastanelerimizin birçoğu üniversite hastanelerinin çok daha önünde. Sağlık hizmet sunum kapasitesi niyet ve kapasite olarak hekimlerimiz bir adım daha öndeler. Üniversitelerdeki doktorlarımızın eğitim sorumluluğu da var şüphesiz bunu görmezden gelemeyiz. Bölgede tüm insanlarımıza eşit adaletli en kaliteli sağlık hizmeti sunmanın gayretindeyiz. Bizim tekelimizde olan bir şey değil. Şu kanaatteyim ki bir şekliyle sağlık hizmetleri hem sağlık insan gücünü teknolojik hizmetleri takip etmeliyiz. Hizmet sunumu pahalıdır. Üniversitenin varsa bizde alalım bu çok yanlış bir şey. Rekabetçi anlayışla sürdürmenin anlamı yok. İkinci üçüncü dördüncü hastane açılsa özel çabalar içinde gireriz bu son derece tabidir. Sağlık hizmeti sunucuları meblağları yüksek ticari işletmelerdir. Bu seneki muhtemelen bütçemiz 300 milyon civarında olacak. Üniversite oyunlarının tüm yatırımlarının yarıcısı kadar bütçemiz var. Yaptığımız işin büyüklüğünü görmek lazım herkesin bilmesi lazım.

 

İTHAL HEKİM TALEBİ YERLİ HEKİM GÖÇÜNÜ ENGELLER

Erzurum’da devasa sağlık yatırımlarına rağmen hekim açığının halen daha devam etmesini nasıl karşılıyorsunuz?

Başka yerlerde de hekim açığı çok olduğu için hekimler alternatif üretiyor. Şuna inanın İstanbul’daki hekim açığı Erzurum’dan çok daha fazladır. 18 milyon kişi ve bu nüfusa paralel çalışan personel. Elbette ki çözülebilecek sorunlar ama hemen çözüleceğini söyleyebiliriz. Bakanlık seviyesindeki yöneticilerimizin bu sorunların farkına varmış olması ve bunun için çabalamalarını görmek lazım. Ben fakülteye girdiğimde 202 kişi girdik. Ancak 12 kişi hiçbir sorun olmadan mezun olabildik. Tıp fakültesi zordur. Bunu göz ardı edemezsiniz. O zaman süreyi geniş tutarsak 12 senede geri dönüş ancak mümkün. Hatırlarsanız eski bakanımız Recep Akdağ’ın yurtdışından hekim ithalini konuşuyorduk. Bir ihtiyaçtı bu çünkü. Bizim Mehmet öz hekimimiz Amerika’da hekimlik yapıp onların diliyle onlara hizmet veriyorsa bunun tersi neden olmasın. 

 

TANZANYA’DA EĞİTİM GÖREN TÜRK DOKTORU TANZANYA’DA DAHA VERİMLİ OLUR

Kriterlerinizi net şekilde belirtirseniz ona uyuyorsa görev yapacak ithal hekimler bulunabilir. Türkiye’de özel hastaneler var. A hastanesi B hastanesi adı altında belli ölçekte hastaneler var. Oralarda yabancı hekimler çalıştırılabilir. Böylelikle bizim yerli hekimlerin kaçışı önlenebilir. Hekimlik açısından belli zafiyet gösterileceğini düşünürseniz neden hastanızı emanet edesiniz. Başka bir şey söyleyeyim Türkiye’de yüzlerle ifade edilecek kadar insanlar tıp fakültelerinde eğitim alıyorlar. Türkçeyi öğrenip Türkçe eğitim alıyorlar. Tanzanya’da eğitin gören Türk’ün Tanzanya’da çalışması daha doğrudur.

 

ERZURUM HİÇBİR KESİM TARAFINDAN HİZMETLERİN İHMAL EDİLECEĞİ YER DEĞİLDİR

Yıllar önce temeli atılan ve halen bitirilemeyen Sağlık Kampüsü’nün geciktirilmesinin sebebi nedir?

2014’ün 9. Ayında hastanenin içinde olmalıydık. Tahmin edersiniz ki hukuki süreçler var. Hiçbir ithamı kimse hak etmiyor. Bu keyfiyet değil mecburiyettir. Pasif kalındığı eleştirisini kabul edemeyiz. Biraz yerel ve art niyetli olumsuz eleştiriler yapıldı. Yatırımın kaydırılması mümkün değildir. Erzurum hiçbir kesim tarafından ihmal edilecek yer değildir. Erzurum fiziki olarak çevresinin tamamının hizmet bölgesidir. Adına ne derseniz deyin Ağrı’da ki insan Bayburt’ta ki insan buraya gelip tedavi olmaya geliyor. Böyle sağlık bölgesi olması 50-100 yılın kazanımıdır.

 

DAHA GÜÇLÜ İNSANLARIN BİR ARAYA GELME KÜLTÜRÜ OTURTULMALI

27 yıldır Erzurum’da yaşayan birisi olarak söylüyorum. Hizmet kesintisi olmuştur ama Erzurum varken Konya, Kayseri, Adana yoktu. Bugün hepsi var. Nedeni iyi araştırmak gerekiyor. Erzurumlulara da bunu sormak gerekiyor. İnsanların karakterleri olduğu gibi şehirlerinde karakterleri vardır. Konya dediğiniz kayseri, Trabzon, Konya dediğiniz zaman bir tipleme belirir. Erzurum denilince de insanlar gülümser Erzurum der. Gel gör ki bu dinamiği içeride daha tutmak lazım. Daha güçlü insanların bir araya gelme kültürünün oturtulması lazım.

 

HİZMETLER SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI

AK Parti iktidarı ile birlikte son 12 yılda büyük değişimler geçirdik. Hormonlu büyüdüğümüzü düşünüyor musunuz?

Çok iyi planlanmış ve uygulanmış bir proje ile karşı karşıyayız. Örneği sağlıkta yeni bir şey yapılıyor bunun sürdürebilir olmadığından bahsediliyor. Örneğin performans geri ödeme görüntüleme sisteminden bahsediliyor hormonlu büyüme değil. Ayağı basan yere basan projelerle hizmet veriyoruz. Niye bu kadar hızlı büyüdük? Nasıl oldu diyecek olursanız çok net. 1, sıfırdan büyüktür. Dün bir şey yoktu bugün yaptığınız her şey daha çok dikkat çeker. yüzde 30’larda olan memnuniyeti yüzde 75’lere getirdik. Bunu yüzde 81’lere getirmek buraya getirmekten daha zordur. Yüzde 30’luk kazanım bundan sonraki yüzde birlik kazanıma tekâmül eder. Bu sistemi hem sürdürebilir kılmanız hem de ihtiyaçları  anında karşılayıp bunu telafi etmeniz çok yerinden bire bir takip eden yönetim portföyü ile mümkündür. İnsanların sağlıkta dönüşümde kazandıkları en önemli şeylerden birisi zihniyet dönüşümüydü. Merkez bir zamanlar sağlık çalışanı odaklıydı. Şimdi hasta odaklı çalışıyor.

 

MEMNUNİYETLERİ YÜZDE 98’LERE ÇIKARMAK HAYALCİLİK OLUR

Özellikle Eski bakanımız Recep Akdağ sonrasında sağlık alanında gerileme olduğu görüşü hakim. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Buna cevap vermem doğru olmaz. Sonuçta belli noktaya gelmiş hizmetin daha iyiye taşınması daha zordur. Yüzde 98’lik memnuniyete çıkacağız dersek hayalcilik olur. Asıl olunan bundan geriye düşmemektir. Devletin hangi sisteminde yüzde 70’lerde memnuniyet var? Sormak lazım. Bugün yeni bir cihaz kuruldu. Yarın bakarsınız şu hastalarda bu cihaza alınabilir. Canlı organizmadan bahsedebiliyoruz günübirlik revizyonların hatta olması gereken organizasyondan bahsediyoruz.

 

HİZMET SUNUMLARINI ÇEŞİTLENDİREBİLİYORUZ

Türkiye’nin en büyük illerinden biri olan Erzurum’da sağlık hizmetlerinin verilmesinde çekilen zorlukları asgariye indirmek için neler yapıyorsunuz?

Bu coğrafyayı elbette değiştiremezsiniz. Ama neler yapılabilir size uzakta kalan 200 kilometre mesafeye yakın yerlerdeki sağlık hizmetini o yere yetecek boyutta sunar biraz daha modernize ederek sağlarsınız. Hizmet aksamasına müsaade etmezsiniz. Örneğin güneyde Karaçoban’da her branşı bulundurmazsınız ama Hınıs’ta bulundurmalısınız. Bizde ona göre çalışıyoruz zaten. İkincisi ise tabi ki sağlığın teknolojisi ile çok iyi entegre olmak gerekir. Orda örneğin radyoloji hekimini Hınıs’ta tutamayabilirsiniz ama cihazınızı bulundurup görüntüyü çeker, buradaki hekime yorumlatırsınız ona göre tedavi sağlarsınız. Ayrıca kar üstü araçları helikopterlerle ile hastaya ulaşabilirsiniz. Hekimlerimizi oraya gönderebiliyoruz ameliyat için. Sunumları çok çeşitlendirmek mümkün. Kapasitemizde imkanımızda var.

 

KOMŞU ÜLKELERDEN ANCAK DİREKT UÇUŞLA SAĞLIK TURİZMİNDE İDDİALI OLABİLİRİZ

Son yıllarda Erzurum’da sağlık turizmi alanında  ki kat edilen büyük mesafeler çevre ülkelerdeki potansiyelleri ortaya çıkarıyor. Bu potansiyelleri harekete geçirmek için sizce neler yapılmalı?

Gerçekçi olmak lazım. Nedir bu gerçekçilik size fiziki olarak yakın olan çevrelerden hasta almak daha mantıklıdır. Sınırdaki illerimiz dururken Suriye’den hasta talep etmek hayalciliktir. Ama size yakın olan Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan Türkmenistan gibi yerleri düşünebilirsiniz. Şunu belirtmek lazım siz Türk Cumhuriyetleri ile Erzurum arasında direkt bir bağlantı kurmadıktan sonra potansiyellere erişemezsiniz. İstanbul aktarmalı uçak aktarması mümkün değildir. Çünkü hasta İstanbul’da zaten aradığını bulur Erzurum’a gelmesi mümkün olmaz. Makul olmak lazım. Bakü’den İstanbul’a giden hasta İstanbul’dan Erzurum’a gelmez. Orda her şeyi bulur. Anlayacağınız direkt bağlantılar ile ancak potansiyel mümkün.

Kamu Hastaneleri bünyesinde 2014 yılı içerisinde kaç hastaya sağlık hizmeti verildi?

Mesela geçen sene 1 milyon 396 bin hasta bakmıştık. Ancak ocak şubat gibi bilgiyi paylaşmak doğru olur.

 

Başarılı bir idarecisiniz. Görev yaptığınız süre boyunca da sağlık alanında köklü değişimlere imza attınız. Malumunuz 2015 yılında milletvekili genel seçimleri yapılacak. Bu başarınızı perçinlemek için siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?

İşimi iyi yapmaya çalışıyorum bu soruya şimdilik cevap vermek istemiyoruz. İnsanların bir şekilde bize erişimlerini kolaylaştırmak tedavilerini çok daha iyi yapmaya çalışıyoruz.

 

ACİL SERVİSLERİN DOĞRU KULLANIMI ÇOK ÖNEMLİ

Sağlıkta son yıllarda artan şiddet konusunda neler söyleyeceksiniz?

Bir yönetici olarak değil hekim olarak söylüyorum. Herkesin hastaneye gelmesi gerekmez. Sağlık ocaklarımızda küçük çaptaki sağlık merkezlerimizde iyi seviyede tedavi görebilirsiniz. Herkes bir yere yığılırsa sunduğunuz sağlık seviyesinde düşmeler olur. Aklıma gelmişken acil servislerin doğru kullanımı çok önemli. Acillere gerçekten acil durumdaki hastaların gelmesi gerekiyor. Acillerimizin kullanımı kadar bizim hasta hekim ilişkilerinde asgari saygıyı tesis etmek gerekiyor. Hasta hekim ilişkilerinde insanların saygı duymaları gerekiyor. Gerçekten insanlar bizden birinci sınıf sağlık hizmeti beklemesi en tabi hakkıdır. Bir taraftan bunu beklerken bir taraftan magandalık yapması kabul edilemez. Erzurum’da sağlıkta şiddet fazla rastlanmıyor ama insanlarımızın bu anlamda duyarlılığını bekliyoruz.

 

HEKİME ŞİDDETE GÖZ YUMAMAYIZ

Biri doktoru döverken öteki vatandaşın buna tepki göstermesi gerekir. Aksi halde istediğiniz sağlık hizmetini alamazsınız. Doktoru dövüp sövüp hizmet beklemek kabul edilemez. Bölge  Eğitim Hastanesine günde 5 bin kişi geliyor toplam 15 bin kişiye yakın hastası refakatçısı ile bir yoğunluk oluyor. Binde bir bile olsa 15 tane ciddi olay beklenir. 15 ciddi olay 365 günde bile olmaz. Vatandaşımızın hakkını teslim etmek gerekir. Biz istiyoruz ki hekimin yada sağlık çalışanlarının tavrı yada yanlış hareketi olmasın. Hekim sıkıntılarının bazıları bu tür sorunlar yüzünden oluyor. Çoğunlukla bayan hekimlerimiz korkuyor yada korkutuluyorlar istifa ediyorlar. Hep kötü tarafından bakmayalım bunları kanıksamak gerekir. Bunlarında olabileceğinin farkında olmamız daha profesyonel yaklaşmak gerekir. Sağlık hizmet sunucularının insan olduğunu unutmamak gerekir bunlarında insan olduğunu ağlayabileceğini, düşünebileceğini unutmamak gerekir. Bunlar bizim insanımız bizden birileri.

BU YAZININ EKLENME TARİHİ 10-12-2014 | BU YAZI TOPLAM 1821 KEZ OKUNDU.
  
Bu Haberi Arkadaşıma Gönder :
 
Adınız / Soyadınız :
E-mail Adresiniz :
Arkadaşınızın Adı :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
 
   
 
 
 
İsim :
 
 
 
 
 
Yorumlar