Yöneticilik farklı bir kavramdır. Bilgili, tecrübeli, cesur bir o kadarda hizmet için göreve talip olunur. Yöneticilik fedakarlık ister, yöneticilik beceri ister. Spor’a hizmet noktasında yöneticilerin görevlerini saymama gerek yok. Zaten listeye giren ve bu manada yola çıkanlar ne demek istediğimi gayet iyi anlıyorlar.
Bakın Erzurum’da daha önceki yazılarımda DSİ SPOR yöneticilerinin spora bakış açılarını daha önce sık sık dile getirdim. Bundan bir yol öncesine kadar yeşil beyazlı kulüp’te güzel çalışmalar yapılıyordu. Takiii ne zamana kadar! Bir müfettişin gelip de araştırma yapmasına kadar?... değişik branşlarda hizmet veren Dsi spor yönetimin basiretsizliği ve birilerinin “emir erliği” yüzünden şimdi adeta unutulmaya yüz tuttu.
Devletin kasasından Eski parayla trilyonlar harcanarak yapılan spor salonu daha önce saçma sapan bahaneler gösterilerek halka ve kurumun kendi personeline kapatılmıştı. Gerekçe belliydi “giderler”!. Bölge müdürüne bu konuda eleştiriler yönelttik. Hata yapılıyor dedik umursamadı. Neden umursasın ki?. Kendileri özel seanslar yaparak fazla kilolarını attılar!.
Bazı yazılarımızdan sonra kurum yöneticileri personele salonu açtı. Ancak salon açıldı açılmasına ama giden kim?. Haftada bir gün personel isterse spor yapabilecekmiş!. Salonda sadece basketbol branşında antrenman yapılıyor. Gerisi hikaye.
Bakın kurum’da bölge müdürü Sabahattin Çapkınoğlu’ndan ziyade bölge müdür yardımcısı Ömer Faruk Kılıç’ın sözünün daha fazla geçtiği aşikar oldu. Bide kulüp başkanı Kemalettin Yentimur’un emir erliğine soyunması kurumda sporu bitirme noktasına getirdi. Dsi’de personel ile yaptığım görüşmelerde bölge müdür yardımcısını seven bir tane kişiye rastlamadım. Bölge müdür yardımcısı adeta kurumun “Saddamı” olmuş.
Kulübün başkanı’da bölge müdür yardımcısının bir dediğini iki etmediği için kurumda spor namına bir şey kalmadı. Lafı fazla uzatmak istemiyorum. Buradan Dsi spor’da yöneticilik yapan bazı kadim dostlarıma bir çağrım var!. Eğer içinizde birazcık spor sevgisi varsa, eğer kamuoyunda birazcık itibarınız varsa, saygınlığını kaybetmek istemiyorsanız bende bir an önce istifa edin.
Bu memleket’te lafla peynir gemisinin yürümediğini sizler çok iyi biliyorsunuz. Lafta peynir gemisini yürütmeyi bırakın artık. Birilerine karşı şirin görünmekten vaz geçin. Yöneticiliğe ihanet etmeyin. Kulüp başkanının şirinler dizisindeki rolüne kapılmayın!. Eğer içinizde birazcık merhamet duygusu varsa bir zamanların gözde kulübü olan ancak şimdilerde bitme noktasına gelen kulübün anahtarını götürün bölge müdürüne veya fazla kilolarından kurtulmaya çalışan bölge müdür yardımcısına anahtarı verin.
İnsanların gözünde saygınlığınızı kaybetmek istemiyorsanız, istifa eden üyelerinizin yanında olun. Kendinizi harcatmayın. Hani spor’da gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir deyimi var, “ben sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severim”diye. Bende size diyorum ki, “ben yöneticinin cesur olanı, haksızlığı dur diyeni ve yalakalık yapmayanını severim”… gerçek yöneticiliğin ne olduğunu bilenlerin yaşanan bu tablo karşısında sessiz kalmaması gerekirdi.
Ama görüyorum ki Dsi’de spor kulübünün yöneticileri spor’a değil de birilerine hizmet eder olmuş. Yazık ki ne yazık?...