Avrupa’nın iyi yönlerini örnek alalım

Adamlar her şeyin kralını yapıyor. Sanatında, sporunda, müziğinde…Futbol, sadece Avrupa’da değil, dünyanın her yerinde kitleleri peşinden sürükleyen bin spor dalı. Hatta, Amerikan Futbolu’nun ‘1 Numara’ olduğu ABD’de de bile futbol maçlarında tribünler hınca hınç doluyor. Avrupa’da İspanya, Almanya, İngiltere, İtalya’da da öyle…

Oysa, bizim ülkemizde tam tersi, futbol statlarının tribünleri her geçen yıl boşalıyor, tribünleri terk eden terk edene… Bahaneler, Türk Futbolu’nun kanayan yarası… Spor Toto Süper Ligde dahil bir çok kategoride hangi televizyon kanalını açarsanız açın, hangi stada giderseniz gidin manzara değişmiyor, boş tribünler karşınıza çıkıyor.  Bu boş tribünler önünde milyonluk kramponlar top koşturuyor. Bugün Beşiktaş’ın, Fener’in, Trabzon’un Galatasaray’ın bile statları her maçta dolmuyor ise durum vahim…

Bunu defalarca dile getirmekten biz yorulduk, Devletimizin ve hükemetin ülkemize modern statyumlar kazandırmasına rağmen tribünlerin dolmadığını her defasında deklare ettik. Ülkemizde yapılan tüm modern statlara rağmen, yapılan milyonluk transferlere karşın tribünler dolmuyorsa, futbol severler her geçen gün tribünleri terk ediyorsa bunun mukayesesini ve etüdünü çok iyi yapmak lazım. Bu da futbolu yönetenlerin ve yön verenlerden geçiyor.

Önceki gün bir internet sitesinde okudum, geçen hafta Spor Toto Süper Ligi’nde oynanan 9 maçta toplam 79 bin biletli taraftar maç izlemiş, çok acı bir durum…Oysa bugün Almanya’da Borussia Dortmund  80 bin kişilik stadında 79 bin sezonluk bilet satmış, varın bunun mukayeseseni siz yapın.

Yıllar önce Fenerbahçe’nin Altay ile İzmir Atatürk Stadı’nda 60-70 bin taraftar önünde karşılaştığını ve Galatasaray’ın yine bu statta oynağı Avrupa maçlarında 70 bin dolayında taraftarın tribünlerde olduğunu dün gibi hatırlıyoruz.  Galatasaray ile Fenerbahçe arasında İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynadığı maçı 80 bine yakın futbol sever izlemişti. Bu iki takım bugün aynı statta karşılaşsın, bakalım o kadar seyirci çekebilecekler mi tribünlere? Hemde milyonluk transferleriyle…

Tüm samimiyetimle söylüyorum, Türk Futbolunun geleceği adına umutsuzum. Futbolu en son terk etmesi gereken seyirci en önde tribünleri terk ediyorsa sonuç vahim.

Bakınız!... Bugün futbol kenti Trabzon’da Avni Aker Stadı boş kalıyorsa, Bursa gibi futbol mabedinde 7-8 bin taraftar tribünlere gidiyorsa, kimse bana Türk Futbolu için pembe tablo çizmesin… Yılların deneyimli gazetecisi Hıncal Uluç (Hıncal Ağabeyi) ve TRT’de yorum yapan birkaç futbol adamının haricinde bunu dile getiren yok. Stadyumların tribünlerini taraftarın neden terk ettiğini, tribünlere nasıl taraftar çekileceğini oturup, konuşan tartışan yok. Durum acı, yazık hem de çok yazık…

Önceki akşam UEFA Şampiyonlar Ligi’nda Arsenal-Bayrn München maçını hep birlikte izledik, tribünler tıklım tıklım doluydu. Tabi ki, onlar bu görüntüleri ile dünya da marka olacaklar. Tabi ki, onların maçları dünya televizyonlarından naklen yayınlanacak.

O zaman ne yapmak lazım, Avrupa’nın iyi yönlerini örnek almak lazım. Çirkin kötü işlerini, gençliği yozlaştıran hareketlerini, insanlık duygularını yok eden taraflarını değil, olumlu futbol kültürünü ve bilinçli taraftar mantığını kendimize örnek alalım. Futbolu sonuç oyunu değil de, şov olarak bir sosyal eğlence olarak sahiplenelim. Bu doğrultuda stadyumlara koşalım…

Bir hatırlatma, üstteki yazımı tamamam Türk Futbolu’nun geneli için yazdım. Erzurum, Göztepe, Kocaeli, Sakarya, Zonguldak ve Adana Demir gibi takım ilerin taraftarlarının takımlarına olan bağlılığını bir kenarda tutuyorum. Bu hafta sonu Erzurumlular tribünleri doldurup, Türkiye gündemine oturabilir.