Şov değil, Sow’un gözyaşları

Önceki güce oynanan ve Fenerbahçe’nin 2-1’lik galibiyetiyle sonuçlanan Fenerbahçe-Kayseri Erciyesspor maçının yankıları küllenmeye dursun, Moussa Sow’un kaçırdığı her golden sonraki gözyaşları gözümün ucundan gitmiyor. Moussa’nın masum gözyaşları pek de unutulacak cinsten değildi. Senegalli yıldızın bu hareketi spor gündeminde epey bir yer tuttu. Milyonlarca futbol sever de Moussa Sow’u  her gördüğünde, onun Kadıköy Şükrü Saraçıoğlu Stadı’nda döktüğü gözyaşlarını hatırlayacak.

Moussa Sow’un hüngür, hüngür ağlamasının yanın da ona gösterilen saygıda alkışa değerdi. Konuk takım oyuncularından tutunda, teknik direktör Ersun Yanal’a kadar herkesin golcü futbolcuyu teselli etmesi gecenin dikkat çeken etkenleri arasındaydı. Özellikle Fenerbahçe teknik direktörü Ersun Yanal’ı yaptığı açıklamadan dolayı kutluyorum. “Baktık maç koptu gidiyor, Moussa’yı oyundan aldım” yani bir takımın hocası o kadar karmaşık duygular içerisinde profesyonel düşündü. Yani Moussa bir gol daha kaçırsa, Kayseri Erciyes beraberliği yakalasa, varın ertesi günü spor basının Ersun Yanal ve Moussa Sow için yazacaklarını siz düşünün.  İstanbul basını Ersun hocayı defe koyup çalardı. Ama o futbolun doğrusunu yaptı. Yaptığı değişiklikle hem üç puanı, hem de Moussa Sow’u kurtardı. Yani Moussa bir gol daha kaçırsa, her halde kahrından olurdu. Lig sonuna kadar da kendini toparlayamazdı. Masumane dökülen gözyaşlarının sonu, Moussa Sow ve Fenerbahçe’nin geleceği için hüsran olurdu.

Aslında yıllarını spora vermiş ve spor adına görüntüleri çok az kaçırmış birisi olarak, sporda çeşitli dönemlerde, bir çok ilginç olaya ve dramatik anlara şahit olmuş biriyim. Kanımca en önemlisi dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu Diago Armando Maradona’nın 1994’te ABD’de yapılan Dünya Kupası’nda doping nedeniyle diskalifiye edildiğinde döktüğü gözyaşları… Roberto Baggio’nun kaçırdığı penaltıdan sonra döktüğü gözyaşları… Yani çoğaltabiliriz örnekleri… Sevinç ve hüzünde dökülen gözyaşlarını hep gördük.

Önceki gece de Fenerbahçeli Moussa Sow’un hüngür, hüngür ağlaması… Bu arada Cristiano Ronaldo’yu da teğet geçecektim az daha…  Ya da Messi’yi… Lionel Messi ile birlikte günümüzde dünyanın en iyi iki futbolcusundan biri olan Cristiano Ronaldo, paraya, pula, şöhrete, her şeye doymuş birisi. Ancak, o büyük futbolcu Ronaldo bile gün geldi göz yaşı döktü. Ballon d’or ödülünü alan Cristiano Ronaldo insan olduğu için o göz yaşlarını döktü. Gördüğü sevgi, ilgi ve saygıdan dolayı ağladı.

Önceki gece de Moussa Sow’un gözyaşlarına tanıklık ettik. Türkiye’ye gelmiş en iyi yabancı futbolculardan biridir, Senegalli yıldız Moussa Sow… Georgi Hagi, Alex De Sauza, Pascal Nouma, Jey Jey Okhocha, Nicolas Anelka, Frenk Ribery, Mathias Delgado, Dan Sanders, Cevap Prekazi, Didier Drogba, Wesley Sneijder,  Roman Kosecki, Mate Kezman, Fablo Martin Batalla, Sebastian Pinto, Mario Jardel, bu isimleri çoğaltabilirim. Türkiye’ye gelmeden önce de, geldikten sonra da bende iz bırakan futbolcular bunlar…  Sezar Manuel Rui Costa, Lothar Matthaeus, Pier  Litbarski, Boban, Batistuta ve  Marco Van Basten  Türkiye’ye gelmeyip de, bende hayranlık uyandıran futbolcular…  Evet!... Fenerbahçe’de son dönemlerde Fransa’nın en büyük yıldızlarından biri olan Moussa Sow’u transfer etti.

Sahadaki topa karşı agrasifliği, futbol zekası, yeteneği ve estetikliği ile taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan bir futbolcu Moussa Sow… Belki Moussa Sow gollerini Fenerbahçe için sıralarken, Trabzonsporlusu, Galatarasarlısı, Beşiktaşlısı, Bursasporlusu üzülüyor. Belki de o an nefret ediyor. Ama Moussa Sow, zaman zaman “Ben futbol izleyeceğim” diyenlere, futbol resitali sunuyor. Önceki güce Moussa gol kaçırma rekoru kırdı. Ancak benim ve benim gibi düşünen binlerce futbol sever, şuna inanır, iyi bir golcü pozisyona giren futbolcudur. Moussa’da zaten kalitesi tartışılmaz bir futbolcu, onun 70-80 gündür gol atamaması, onun golcülüğünden bir şey götürmez. Bugün atamaz, yarın atar… Yani Marco Van Basten gibi Avrupa Gol Kralı olmuş birisi bile AC Milan formasını giyerken, 9 ay gol atamadığını hatırlıyorum… Ama adam sonuçta gollerini atmaya devam etti. Büyük golcülüğünü gösterdi. Moussa Sow hem büyük futbolcu, hem de büyük bir golcü… Zaten öyle olmasa top ayağına her geldiğinde 50 bin Fenerbahçeli “Musa, Musa” diye tezahürat yapmaz…

Sonuç itibari ile Moussa Sow, önceki gece şow yapmadı. Masumane göz yaşları döktü. Moussa, önceki geceye takılıp kalırsa kaybeder. Zaten beyefendi kişiliği ve futbolculuk yeteneği ile Moussa Sow gerek Fenerbahçelilerin gerekse, diğer futbol severlerin beğenisini kazanan bir futbolcu… Ne diyelim Moussa canın sağ olsun. Üzülme bundan sonra gollerini atarsın.

18 Mart Çanakkale Şehitlerini rahmet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun…