Sinan AYDIN'ın haberi...
RADARHABER / ERZURUM
Hayatta olduğu gibi ormanda da zamanı geldiğinde yaşlılar yerini gençlere/geleceğe bırakıyor. Erzurum Oman Bölge Müdürlüğü ekipleri, diğer bölgelerde olduğu gibi ormanların yaşam döngüsünü sağlama çalışmaları yapıyor. Bu kapsamda yapılan çalışmada, genç ağaçların artan ışık ihtiyacını karşılamak için bunu engelleyen yaşlı ağaçlar kesilerek sahadan çıkartılıyor. Dünyanın akciğerleri olan ormanlar, biyolojik yaşamın devamını sağlamada kilit taşı. Günden güne orman alanlarının azalması küresel emisyon artışını da hızlandırıyor. Yaşamın devam etmesi için ormanların önemini hep dile getirsek de gerçek hayatta ormanların kıymetini pek de bilmiyoruz. Kısaca ormanları, “birbirinden farklı ama birbirine bağlı; birlikte yaşayan ekolojik sistemler bütünü” olarak tanımlayabiliriz.
ORMAN EKOLOJİK BİR SİSTEM
Yeryüzünde bitkilerin görülmeye başladığı, 550-600 milyon yıl öncesinden başlayan bir biyolojik yaşam serüvenin önemli bir bölümünü oluşturuyor, ormanlar. İlk ormanlar, bugün çamlar olarak tanıdığımız, kozalaklı bitkilerin ataları olarak kabul edilen; tohumlu eğreltilerin milyon yıl öncesinde kitleler halinde yeryüzünün ılıman ve nemli kesimlerinde geniş alanları kaplamasıyla oluşmuştur. Orman, oldukça sık bir şekilde bir arada bulunan, olgunluk çağında 5 metre üzerinde boylanan ağaçların meydana getirdiği, geniş alanları kaplayan odunsu bitki topluluklarıdır. Fakat orman, kendini oluşturan ağaç toplumlarından çok daha farklı anlam ifade eder. Çünkü orman, ekolojik bir sistemdir. Sistem ise bir bütünü oluşturan ve bütünün çalışmalarını birlikte sağlayan öğeler, süreçler ve ilişkiler topluluğudur. O nedenle “-orman ekosistemini- ağaçlarla birlikte diğer bitkiler, hayvanlar ve mikro organizmalar gibi canlı varlıklarla, toprak, hava, su, ışık, sıcaklık gibi cansız çevre faktörlerinin beraberce oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu simgeleyen doğa parçası” şeklinde tanımlarız.
ORMANLAR BİYOLOJİK YAŞAMIN DEVAMINI SAĞLAR
Ormanlar, yeryüzündeki biyolojik yaşamın devamlılığının en önemli ve kilit yapısındaki özelliklerini taşıyan yapılardır. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz yeryüzündeki biyolojik yaşamın devamlılığını sağlayan, oksijen-karbon ilişkisinde; ormanlar yeryüzünün en önde gelen oksijen üretim kaynakları ve karbon depolama yutaklarının başında gelir. Yeryüzünde 8 milyar hektar olan orman alanı bugün 4 milyar hektar civarına gerilemiş durumdadır. Yeryüzünde bulunan; her yaşam biyomlarında çok değişik yapıda orman formasyonlarına ve tiplerine rastlamamız mümkün. Ülkemizden örnek verecek olursak; üç değişik bitki coğrafyasının buluşma alanında bulunan ülkemiz; kuzeyi Avrupa-Sibirya Flora Alanı kökenli; nemli ve ılıman yapıda karışık yapraklı ormanlara sahip iken; güneyi Akdeniz Flora Alanı kökenli; iğne ve sert yapraklı ormanlara sahiptir. İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise İran-Turan kökenli; karasal, yüksek dağ ve kurakçıl step formasyonlarına adapte olmuş, iğne, pul ve karışık yapraklı orman formasyonları bulunur. Ormanların yaşam döngüsü vardır. Bu kapsamda yapılan çalışmada, genç ağaçların artan ışık ihtiyacını karşılamak için bunu engelleyen yaşlı ağaçlar kesilerek sahadan çıkartılıyor.
Kaynak : http://www.radarhaber.com/haberler/35/genc-agaclar-yasasin-diye-yaslilar-kesiliyor_19596.html