RADARHABER / ERZURUM
Özel Erzurum Şifa Hastanesi Tüp Bebek Ünitesi sorumlusu Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Hümeyra Çanakçı, Türkiye’de her 100 çiftten 15’i çocuk sahibi olmayı beklediğini belirterek, tüp bebek tedavisinde maddiyattan çok hastaların kuruma ve çalışanlarına karşı duyduğu güvenin önemli bir etken olduğunu söyledi. Doğal yollardan en az bir yıl korunmasız düzenli ilişki yaşamasına rağmen bebek sahibi olamayan çiftlerin tıbbın imkanlarından faydalanma yerine kaderciliğe sığınarak “ne yapalım Allah vermiyor” sözünün toplumda hakim olduğunu kaydeden Çanakçı, “Tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmanın utanılacak veya toplumdan saklanacak bir şey olmadığını bununda diğer hastalıklarımız gibi normal bir hastalık olduğunu unutmayalım” dedi.Çanakçı, Tüp bebek için bilinmesi gerekenler hakkında bilgi veren Çanakçı, tüp bebek işleminin erkeklerde sperm yokluğu, azlığı, hareket kusurluğu ve morfolojik bozukluklardan, kadınlarda ise endokrin bozukluk, yumurtalık rezervi ve fonksiyonlarında ki bozukluklardan kaynaklandığını ifade ederek, tedaviyi ertelemenin sadece zaman kaybettirdiğini açıkladı. Tüp bebek tedavisinde yaşın büyük önem taşıdığına vurgu yapan Çanakçı, evli çiftlerden kadının yaşı 35’in altındaysa ve 1 yıllık korunmasız cinsel birlikteliğe rağmen gebelik elde edilemiyorsa zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Çünkü, kadınlarda yaş ilerledikçe yumurta sayısı ve kalitesinde azalma meydana gelebileceği için ilerleyen yaşlarda gebe kalma ihtimalinin giderek düştüğünü kaydetti.
"ÇOCUK SAHİBİ OLMA UMUDUNU BOŞA ÇIKARTMIYORUZ"
Özel Erzurum Şifa Hastanesi’nin bebek özlemi çeken çiftler için büyük imkanlar sunduğunu ifade eden Çanakçı, hastanenin üstün teknolojiyle donatılmış modern embriyoloji laboratuarı, malzeme kalitesi, hijyenik modern hizmet alanları ve uzman ekip kadrosuyla hizmet sunduklarını söyledi. Çanakçı, çocuk özlemi çeken çiftlerin İstanbul ya da Ankara'daki tüp bebek merkezlerine gitmek yerine Şifa Hastanesi'ni tercih ederek mutlu sonuca ulaşacaklarını kaydetti. Çevre illerden özellikle Ardahan, Tunceli, Iğdır, Ağrı, Kars ve Gümüşhane’nin yanında son bir yıl içerisinde Azerbaycan, Nahcıvan Afganistan ve Sudan gibi ülkelerden de tüp bebek sahibi olmak isteyen çok sayıda çiftin Şifa Hastanesi’ni tercih ettiğini belirtti. Çanakçı, "Bölge insanımız artık çocuk sahibi olmak için büyük miktarda para harcayarak İstanbul'a veya Ankara'ya gitmiyor. Tam donanımlı embriyoloji ve androloji laboratuvarımız ve uzman ekibimizle çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerimizin umudunu boşa çıkartmıyoruz. Çünkü başarı oranımız sahip olduğumuz teknoloji ve uzman ekip sayesinde oldukça yüksek." dedi.
"ULUSLARARASI ETİK KURALLARA BAĞLIYIZ"
Tüp bebek uygulamasının istismara açık olması sebebiyle riskli olduğunu hatırlatan doktor Çanakçı, Şifa Hastanesi olarak uluslararası etik kurallar çerçevesinde çiftlere sağlık hizmeti sunduklarını kaydetti. Hekim ve hasta arasındaki sırların gizli kaldığını ve çiftlerden alınan tohumların değiştirilmesinin asla mümkün olmadığını vurgulayan Çanakçı, "Hastalarımızın yüzde doksanı bize duyduğun güvenden dolayı gelmektedir. Şifa Hastanesi olarak uluslararası etik kurallara bağlı olarak çalışan ve bunlardan ödün vermeyen bir kurumuz. Hastalarımızın sırlarını ve emanet etmiş oldukları tohumlarını ve çocuk sahibi olma ümitlerini hiç bir zaman boşa çıkartmamak için mesai mefhumu gözetmeksizin tüm ekibimle 24 saat çalışmaktayız. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerimiz bize güvenli bir ortamda olacaklarını bilerek gelmelerini istiyoruz."
TEDAVİ
Çocuk sahibi olamayan çiftler bize başvurduklarında ilk önce yaptığımız şey hastaya yumurta rezervi ve hormonel değerlendirme yapılır. Eşinden ise spermiyogram istenerek sperm durumu değerlendirilir. Yapılan tetkikler sonucunda çiftlerde bir problem yok ise; kadına basit yumurtlamayı uyarıcı ilaçlar verilir. Ya da yumurtlamayı uyaran hormonları öneriyoruz. Ardından da hastanın ultrason veya hormonel takipleri yapılır. Böylece yumurta sayısında ki artma sağlanarak yumurta çatlaması ile hamilelik oluşumu sağlanır.
Eğer çiftler bir yıla kadar hamile kalamazlarsa infertilite (kısırlık) durumu söz konusudur ki, yine tüp bebek denemesinden önce erkekte eğer 5 milyon ve üzerinde hareketli sperm varsa aşılama yapılır. Sperm sayısı 5 milyon altında ise tüp bebek uygulaması başlatılır.Aşılma yöntemi merkezimizde şöyle uygulanmaktadır: Kadınlara yumurta uyarıcı ilaç verilerek, yumurtanın büyümesi ve olgunlaşmasının ardından çatlatma iğnesi vurularak yumurtaların çatlaması sağlanır. Spermler arasında kaliteli olanlar laboratuvarda seçilerek, mümkün olduğunca fazla sayıda sperm konsantre edilir ve bu spermler doğrudan rahim içine enjekte edilir. Böylece rahim içinde doğal süreç başlar. Sperm kendi gidip yumurtayı döller. Bizim görevimiz sadece fizyolojik miktarlardan daha fazla spermi rahim içine vermiş olmaktır.“Tüp bebek, en son aşamadır” diyen Çanakçı, tedavi süreciyle ilgili sürecini ise şöyle anlattı: “Aynı aşılama tedavisinde olduğu gibi kadına yumurta uyarıcı ilaç verilerek, yumurtanın büyümesi ve olgunlaşması sağlanıyor. Çatlatma iğnesi vurularak 36 saat sonra hastadan anestezi altında yumurtalar toplanır. Aynı anda eşten de sperm örneği alınır. Laboratuvarda deneyimli embriyoloğumuz tarafından hem yumurta hem sperm hazırlanarak mikro enjeksiyon ( ICSI) işlemi gerçekleştirilir. Daha sonrasında oluşan embriyo takip edilerek uygun gününde anne adayına transferi yapılır.”Tüp bebek tedavisinde embriyolog faktörünün de büyük önem arz ettiğinin altını çizen Çanakçı, “Doktor olarak iyi bir tedavi uygulaması başlatılsa da laboratuvar kısmı çok önemli embriyolog işine hakim biri değilse tüm çalışmalar sonuçsuz kalabilir. Ben buradan tüp bebek tedavisi olmak isteyen çiftlere sesleniyorum. Gideceğiniz tedavi merkezlerinin embriyolog başarısını mutlaka araştırsınlar.” dedi.
Kaynak : http://www.radarhaber.com/haberler/29/her-100-ciftten-15i-cocuk-sahibi-olamiyor_4108.html