RADARHABER / ERZURUM
Uzman Psikolog Meltem Özcüler, her çocuğun boşanma olayını algılayışı ve bundan etkilenme derecesinin farklı olduğunu belirterek, "Eğer süreç iyi yönetilemezse çocuğun durumdan olumsuz etkilenmesi oldukça yüksek bir ihtimaldir" dedi.
Psikolog Meltem Özcüler, boşanma ve çocuklar üzerindeki etkileri üzerine bilgiler verdi. Evliliği; "iki veya daha fazla insan arasında hukuken kabul edilen ve/veya toplumca onaylanan, taraflara çeşitli hak ve yükümlülükler veren ve istisnai durumlar dışında cinselliği de içeren bir ilişki biçimi" olarak tarif eden Uzm. Psikolog Özcüler, evliliğe her ne kadar mutlu olma beklentisi ile başlansa da her zaman sürecin mutlu ilerlemediğini ve boşanma ile sonlanabildiğini vurguladı.Günümüzde evliliklerin genellikle; ekonomik sorunlar, eşlerin sosyo-kültürel yapı farklılıkları, cinsel sorunlar, iletişim bozukluğu, eşlerden birinin ihaneti, aile içi şiddet gibi nedenlerden sona erdiğini anlatan Uzm. Psikolog Özcüler, şunları kaydetti:"Bir evliliğin sonlanması henüz çocukları olmayan bir çift için çok daha kolay olabilirken, çocuk sahibi olmuş bir çift için bu durum birçok sorun ve soruyu da beraberinde getirmektedir; çünkü bir evliliği başa çıkılamayan, çözüm üretilemeyen ve süreğen sorunlarla devam ettirmenin çocuk üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler, bazen boşanmanın kendisinin yaratacağı etkilerden daha fazla ve yıkıcı olabilmektedir. Her çocuğun boşanma olayını algılayışı ve bundan etkilenme derecesi farklıdır. Eğer süreç iyi yönetilemezse, çocuğun durumdan olumsuz etkilenmesi oldukça yüksek bir ihtimaldir. Boşanma sonrası belirsizliğin çok fazla olması, devam eden kavgalar, ebeveynlerin birbirini kötüleyen konuşmaları gibi durumların kontrol altına alınması gerekir. Son olarak çocuğun etrafındaki güçlü sosyal ağ, çocuk için koruyucu bir etken olabilir. Ama öğretmen, büyükanne, büyükbaba, diğer akrabalar ve akranların olmayışı veya yeterli desteği göstermeyişi boşanmanın olumsuz etkisini artırabilir. Çocuk yaşı itibariyle boşanmanın nedenini anlayabilecek bilişsel düzeyde ise elbette anlaşamadıkları için ayrılan bir çiftin çocuğu ile taraflardan birinin aldatması sonucu ayrılan bir çiftin çocuğu daha farklı etkilenebilecektir. Yine boşanma sonunda tarafların çocuklarına bu durumun olumsuz sonuçlarını en az düzeyde hissettirecek bir tutum içine girmeleri, çocuk için bu durumu çok daha kolaylaştıracaktır. Sosyal etkinlikler konusunda aktif, sıkı arkadaşlık ve akrabalık ilişkilerine sahip kuvvetli bir sosyal destek ağı içindeki çocuk boşanma olayından çok daha az etkilenebilecektir. Tüm bunlara ek olarak çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemi de etkilenmişlik durumunda önemli bir belirleyici faktördür. Farklı dönemlerde ortaya çıkabilecek sorunlardan bazıları şunlardır:
OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA
Parmak emme, yatağı ıslatma, tutturma, anne ve babaya vurma, anne babaya aşırı düşkünlük gösterme ve eskiden sevilen bir oyuncağa ya da nesneye tekrar bağlanma gibi daha önceki dönemlere gerileme görülebilir. Uyku problemleri, ayrılma kaygısı, artmış öfke ve aşırı korku ile de karşılaşılabilinir.
OKUL DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARDA
Bu dönemde özellikle okul başarısında düşme, okuldan kaçma, öfkenin öğretmen ya da arkadaşlara aktarımı, düşük benlik saygısı ve yalnız kalma isteği görülebilir. Çocuk, gelişimsel olarak aileden koparak bireyselleşmeye hazır değildir ve destek arayışı aile ile sınırlıdır. Bu nedenle aileyi barıştırma gayretleri içinde olabilirler.
ERGENLİK DÖNEMİNDE
Bu dönemin en büyük özelliği ergenin aileden uzaklaşarak, arkadaşlarına yönelmesidir. Bu nedenle boşanmış bir ailenin çocuğu olmak ergenin evden çok daha fazla uzaklaşarak vaktini daha çok dışarıda geçirmesine neden olabilmektedir. Tek ebeveynli evlerde denetim eksikliği nedeniyle, okula gitmeme ve kaçma davranışları artabilmektedir.
BOŞANMA SÜRECİNDE ÇOCUĞUMUZA NASIL YARDIMCI OLURUZ?
Evliliğin sona erdirilmesi kararının alınması ve boşanma sürecine girilmesi özellikle çocuklu ailelerde bazen oldukça travmatik sonuçlara yol açmaktadır. Çocuğun boşanma sürecinden olabildiğince az etkilenmesini sağlayabilmek için aşağıdaki maddeleri dikkate alması önerilir.
Boşanmanın ne olduğu ve boşanmadan sonra anne, baba ve çocuğun yaşamında ne gibi değişiklikler olacağı konusunda çocuğu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek,
Boşanma sürecinde, şehir veya ev değiştirme, bakıcı değiştirme, yeni bir evlilik vb. yaşam değişikliklerini ertelemek,
Yaşanması zorunlu bazı değişiklikler varsa, bunlara kademeli geçişler yapmaya gayret etmek,
Boşanma sonrası çocuk eşlerden hangisiyle kalacaksa, o ve çocuk ailenin boşanmadan önce yaşadığı mekânda yaşamaya devam etmesi yönünde hareket etmek,
Eşlerin kendi aileleri ile (babaanne, hala, dayı vb.) birlikte bir toplantı yaparak, çocukla ilgili alınan kararlardan herkesi haberdar etmesi iyi olacaktır. Böylece herkese çocuk için işbirliğinin kaçınılmaz olduğu hatırlatılmış olacaktır.
Çocuktan ayrı yaşayacak olan eşin, kademeli olarak evden ayrı kalmaya başlaması. Bu süreç haftada bir günden 5-6 güne kadar çıkarıldığında çocuk ayrılığa daha kolay adapte olacaktır. Boşanmadan sonra, çocuklar her iki eşle de sürekli ve düzenli olarak görüşmeye devam etmelidir.
Eşler boşanmanın çocukları için olduğu kadar kendileri için de zor olduğunu unutmamalıdırlar. Öfke, yalnızlık duygusu, depresyon, kaygı gibi psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Kendilerini ne kadar çabuk toparlarlarsa çocuklarına da o kadar çok yararlı olacaklardır. Unutmamak gerekir ki, çocuklar yeni karşılaştıkları her durumun ne denli tehdit edici olup olmadığını anlamak için genellikle yetişkinlerin tepkilerine bakarlar. Sürekli ağlayan bir anne çocuğa durumun kötü olduğu, neşeli ve çabalayan bir anne ise her şeyin yolunda gittiği izlenimini verecektir.
Eşler tarafından çocukların kesinlikle birbirlerine karşı kullanılmaması, hiçbir şekilde taraf ve tanık tutulmamasına özen göstermek.
Yeni düzenlemelerle ilgili kararlar alırken çocuğun onayını almak; ancak çocuğun karar verme sorumluluğu altında ezilmemesine dikkat etmek,
Çocuk, boşanmış bir anne-babanın çocuğu olmayı çevresine karşı bir silah gibi kullanmamalıdır. Her konuda gereksiz tavizler vermek çocuğu doyumsuzluğa itebilmektedir.
Çocukla ilgili her konuda eşler birbirleriyle çelişen davranışlarda bulunmamaya gayret göstermeli, ortak bir yol izlenmelidir. Babanın evinde izin verilen bir şeye, annenin evinde yasak koymamak gibi.Çocuklar anne-babalarının boşanmasından kendilerini suçlayabilirler. Bu yüzden, boşanma sebebinin çocukla hiçbir ilgisinin olmadığı, bunun anne ile babanın arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklandığını açıkça anlatmak.
Çocuk anne-babasının yerine kimseyi koymak istemez, buna saygı duymak gerekir. Boşanma sonrası eşlerden biri yeni bir ilişki yaşıyorsa çocuğun bunu boşanmayı kabullenene kadar bilmemesi daha iyi olacaktır.
Boşanma sırasında, çocukları mahkeme, eşya dağılımı, nafaka gibi konulardan haberdar etmemek gerekir.
Anne ya da babasının kendisini sevmediği için, çok yaramazlık yaptığı için, başka bir kadınla birlikte olmayı tercih ettiği için vb. terk ettiğini asla söylememek kendisinin bu ayrılık konusunda herhangi bir yorum yapmaması ya da sorumluluk üstlenmemesi için çok önemlidir.
Son olarak boşanmada en önemli faktör ebeveynlerin tutumudur. Çocukla bir çok şeyi konuşarak halletmeye çalışmak, örnek olmak ve en önemlisi taraf tutmasını ve sadece bir ebeveyni yanında istemesini beklemeden tutarlı bir şekilde davranmak önemlidir."
Kaynak : http://www.radarhaber.com/haberler/29/her-cocugun-bosanma-olayini-algilayisi-farkli_6920.html